| Kamyonet kullanan deli bir çocuk var. Erkek arkadaşıma zarar vermiş olabilir. | Open Subtitles | هناك هذا الرجلِ المجنونِ في شاحنة أعتقد أنه ربما قد آذى صديقي |
| Hayaletlerin uzun tarihinde hiçbir hayalet kimseye bedenen zarar vermemiştir. | Open Subtitles | مفيش شبح في كل التأريخ الطويل للأشباح آذى أي واحد جسدياً |
| O aptallardan biri, arkadaşımı incitti. Onu derhal bulmam lazım. | Open Subtitles | واحد من هولاء الحمقى آذى صديقتى أحتاج لإيجاده و بسرعة |
| Besni fazlasıyla ve çok incitti ve şu anda iyi bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد آذى مشاعري كثيرًا وفي أغلب الأحيان أنا في علاقة سليمة الآن. |
| Birisi eşini incitmiş olabilir John. | Open Subtitles | شخص ما من المحتمل أنه آذى زوجتك |
| Eve dönüyoruz. Dina, ya sana babamı kimin incittiğini bildiğimi söylesem? | Open Subtitles | دينا وماذا لو قلت لك أعتقد أنني أعرف من آذى أبّاكي؟ |
| Şok aleti vücudumun her bir köşesini acıttı. | Open Subtitles | الصاعق آذى كلّ جزءٍ من جسدي. |
| Oradayken büyükanneni inciten şeyi gördüm. | Open Subtitles | وعندما كنت هناك رأيت الشيء الذي آذى الجدة |
| Ama ne olduğunu bulmak istiyoruz, böylece babana zarar veren kişiyi yakalayabiliriz. | Open Subtitles | و لكننا نريد أن نكتشف ما حدث لكى نساعد فى إيقاف الشخص الذى آذى والدك أيا كان ، حسنا ؟ |
| zarar vermeyecektik dostum. - Onu sen satın almışsın, hepsi senin. | Open Subtitles | ،لم انوِ آذى يا صاح أنت إشتريتها إنها لك |
| Eğer birisi torununa zarar verecek olursa, karşılık veremezsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً, إن آذى أحدهم حفيدك فلن تستطيع فعل شيءٍ حيال ذلك, أليس كذلك؟ |
| - Doktor Lev'e yolladığınız mektupta karınıza zarar verdiyse onu öldüreceğinizi yazmıştınız. | Open Subtitles | كتبت الرسالة إلى الدّكتور ليف يقولك تقتله إذا آذى زوجتك. |
| Aynı şekilde sen de, sırf bazıları ülkene zarar verdi diye tüm Müslümanlardan nefret etme. | Open Subtitles | و بالمثل أرجو ألا تكرهي كل المسلمين لأن بعضهم آذى بلادك |
| Anlıyorum, ancak birini çoktan incitti. | Open Subtitles | أنا أتفهّم، ولكنّه قد آذى شخصواحدبالفعل. |
| Birkaç hafta önce incittiği bileğini tekrar incitti. | Open Subtitles | لقد آذى نفس الكاحل قبل أسابيع قليلة. |
| Babam bacağını dün çok fena incitti. | Open Subtitles | لقد آذى والدي ساقه بشدّة يوم البارحة |
| Üniversitede atış yaparken omzunu incitmiş. | Open Subtitles | آذى كتفه برمي الكرة في الجامعة. |
| Bence sen onun Frankie 'yi incittiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أظُنُ أنهُ آذى فرانكي، و أظُنُ أنكِ تَعرِفينَ ذلك |
| - Ah! Bu acıttı. | Open Subtitles | - Ow , ow، الذي آذى. |
| Yaptığım her şeyi silmek istiyorum, sevdiklerimi inciten tüm söylediklerimi. | Open Subtitles | أتمَنى لَو أمكَنَني مَحو كُلِ ما اقتَرَفتُه كُلُ ما قُلتُهُ و الذي آذى الأشخاصَ الذينَ أحِب |
| Ve elini yaraladı. - Doktor lâzım. | Open Subtitles | قاذف طابات ، لقد آذى يده نحتاج لطبيب |
| Off! Seçilmiş kişinin küçük seçilmiş kafası mı Acıdı? | Open Subtitles | هل المختار آذى رأسه المختارة؟ |
| Bir kaçı ile boğuşup yere düşürdü bu sırada da sırtından yaralandı. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}،نازع البعض منهم على الأرض {\pos(192,220)}وهذه هي الطريقة التي آذى بها ظهره |
| Rudy yemekteyken, dudağını bu sabah yaraladığını söylemişti. | Open Subtitles | "عند الغداء، قال (رودي) بأنّه آذى شفته ذلك الصباح" |
| İvan kimseyi incitmezdi. | Open Subtitles | إيفان مَا آذى لا أحد. |
| O koruduğun canavar kim bilir kaç kişinin canını yaktı veya öldürdü. | Open Subtitles | و الوحشُ الذي تحميه آذى و قتل أعداداً لا يعلمها أحد. |