| Bunları yaşadığın için üzgünüm. Kulağa zor geliyor. | Open Subtitles | آسف لأنّك كابدتِ هذا العناء , يبدو أن الأمر كان قاسياً |
| Bu kadar zamanını boşa harcadığın için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنّك هدرت الكثير من الوقت. |
| Müdahale etmek zorunda kaldığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأنّك إضررت إلى التدخل |
| Tüm bu işlerle uğraşmak durumunda kaldığın için üzgünüm. Boş versene, Lloyd Hornbuckle işgüzarın teki. | Open Subtitles | آسف لأنّك تورّطت في كل هذا - إنس الأمر، (لويد) ليس إلا شخص مزعج - |
| Bu şekilde öğrendiğin için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنّك اكتشفت الأمر بهذه الطّريقة. |
| - Bu ana şahit olduğun için üzgünüm. | Open Subtitles | -أنا آسف لأنّك رأيت ذلك -وأنا أيضا |
| Senden gördüklerin ve yaşadıkların için özür dilerim. | Open Subtitles | إنّي فقط آسف لأنّك رأيتِ ما رأيتِه |
| - Başını belaya soktuysam özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنّك في مشكل. |
| Bu işe bulaştığın için özür dilerim. | Open Subtitles | -أنا آسف لأنّك تورطتِ في كلّ هذا . |