Boothe'u almanın vakti geldi. | Open Subtitles | الذي لديها منظر . سطح بناء كيسمان . آن الوقت لإحضار بوث |
Sanırım işinizdeki gelişmeleri gözden geçirmek ve Jakob'ın tutumunda herhangi bir değişiklik olup olmadığını konuşmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | أظن أنه آن الوقت لنا لنراجع تطور عملكِ لنناقش أيّ تغييرات في سلوك جايكوب |
Tamam, şu yapışkan parmakları işe sokmanın vakti geldi. Ne? | Open Subtitles | حسنا، آن الوقت لوضع تلك الأصابع اللزجة في العمل |
Gizemli erkeğimle tanışma vakti geldi. | Open Subtitles | "الحبيب الغامض" آن الوقت لألتقي حبيبي الغامض |
Yeniden toparlanmanın vakti geldi! | Open Subtitles | آن الوقت لنستعيد قوانا |