| İşlem iptal hazır konumda. Sıfırda fırlatmaya hazır, saat 9:00'da. | Open Subtitles | أبطل نظام حالة التأهب جاهز للإنطلاق في ساعة الصفر ، 9 صباحاً |
| Carter, güvenlik giriş iznin iptal edildi. GD personeli hakkında seninle konuşamam. | Open Subtitles | كارتر ترخيصك أبطل لا يمكنك التكلم مع موظفي غلوبال |
| Araştırmam sonuçlanana dek, güvenlik iznin iptal edildi. | Open Subtitles | بانتظار النتيجة investigatlonي، ترخيص أمنك أبطل. |
| Peki benim bombayı etkisiz hale getirerek Amerikan kahramanı olmam? Sence değmez mi? | Open Subtitles | ماذا فى أن أصبح البطل الامريكى الذى أبطل مفعول القنبلة ؟ |
| General Ripper çoktan bu politikayı geçersiz kıldı . | Open Subtitles | . بأسلحة نووية "حسنا سيدى الرئيس , الجنرال "ريبر أبطل تلك السياسة بالفعل |
| İki dakika. Hiper sürücülerini indirebilirim. | Open Subtitles | دقيقتين وأستطيع أن أبطل الدفع الفائق لهم |
| Taliban devrildiğinden beri bir kadının satılma yoluyla zorla evlendirildiğine karar verilirse, o kadın evliliğini iptal ettirebiliyor. | Open Subtitles | سلنس، الطالبان أصبحت مرفوسة، a إمرأة يمكن أن تأخذ زواجها أبطل إذا هي أجبرت إلى ذلك الزواج، |
| Çıkabilecek tartışmaların önüne geçmek için Sung'un KBF lisansını süresiz iptal adildi. | Open Subtitles | لكي يتفادى مشهد رخصة وكيل KBO السّيد Sung أبطل بشكل دائم |
| Toplantılarınız iptal edildi. | Open Subtitles | أن الأستدعاء أبطل |
| Kardeşi giriş iznimi iptal ettirdi. Ama Hasan tekrar girmemi sağladı. | Open Subtitles | أبطل الأخ ترخيصي لكنني جعلت (حسّان) يعيده |
| Kardeşi giriş iznimi iptal ettirdi. Ama Hassan tekrar girmemi sağladı. | Open Subtitles | أبطل الأخ ترخيصي لكنني جعلت (حسّان) يعيده |
| Çık ordan, J. Görev iptal, ortak. | Open Subtitles | اخرج من هناك, (جي). أبطل العملية يا صاح. |
| Projeyi iptal ettirmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أبطل المشروع |
| Kontrat iptal. | Open Subtitles | رجاء أبطل العقد |
| "Başkası" Shepherd'ın aracını hedef almaya karar verdi demek. Hem de tam senin hafta sonu iznini iptal eder etmez. | Open Subtitles | إذاً قرر "الشخص الآخر" إستهداف سيارة (شيبرد) بعد أن أبطل إذن إجازتك لنهاية الأسبوع مباشرة. |
| Görev iptal. | Open Subtitles | أبطل العملية. |
| Bombayı etkisiz hale getirip bu tür bombaların yapımıyla ilgili bütün bilgileri ve şemaları verirseniz karşılığında size hiçbir dava açılmayacak. | Open Subtitles | أبطل عمل القنبلة وأعد إلينا المخططات والمعدات التي تستطيع من خلالهل عمل المزيد من هذه القنابل |
| İlk sefer kodu etkisiz hale getiren orjinal virüse sahip olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | حسنا ، إنه يدعي أن لديه الفيروس الأصلي الذى أبطل مفعول كود الهجوم فى المرة الأولى |
| General Ripper çoktan bu politikayı geçersiz kıldı. | Open Subtitles | بأسلحة نووية "حسنا سيدى الرئيس , الجنرال "ريبر أبطل تلك السياسة بالفعل |
| İki dakika. Hiper sürücülerini indirebilirim. | Open Subtitles | دقيقتين وأستطيع أن أبطل الدفع الفائق لهم |