| Oraya taburlar gönderiyorum. Buraya keşif heyeti gönderiyorum. | Open Subtitles | أنا أرسل قوات إلى هناك ، أنا أبعث حملة هنا | 
| Seninle huzur bulacak olmama dair inancım, kedere dönüşse de; sana, Tanrı'nın ve benim hayır dualarımızı gönderiyorum. | Open Subtitles | أبعث لك بركة الرب وحاليا ، على الرغم من ثقتي بأن راحتك ستتحول إلى مأساه | 
| Bu faksları gönder ve Drancysite planlarından çıktı al. | Open Subtitles | أبعث هذه الفاكسات , وصور هذه المخططات لمشروع درانسى | 
| Özel bir davetiye istiyorsun yani. Bir dahakine oymalı bir davetiye gönderirim. | Open Subtitles | أنت تريد دعوة خاصة ، فى المرة القادمة سوف أبعث لك بإعلان محفور | 
| Cumartesi günü biraz daha para göndereceğim. | Open Subtitles | سوف أبعث إليك بالمزيد من النقود يوم السبت | 
| Yanlış bir mesaj göndermek istemiyorum. Geçen geceden sonra olmaz. | Open Subtitles | لا أريد أن أبعث برسالة خاطئة، ليس بعد تلك الليلة | 
| Hatırlat bana da fotoğraf editörüne bir teşekkür notu göndereyim. | Open Subtitles | ذكراني أن أبعث رسالة شكر لمنقّح الصورة | 
| Ben olduğuma dair bir kanıt falan mı göndermemi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد مني أن أبعث هوية للتعريف أو شيئاً ما كي تعرف إنها انا ؟ | 
| Plakasını yolluyorum. | Open Subtitles | نعم حسناً سوف أبعث لك لوحة سيارتها | 
| ...belki de tarihimizin en önemli anında topraklarımızın her a-parçasındaki halkıma bu mesajı kapınıza kadar gelip sizlerle karşılıklı konuşuyor edasıyla ve en içten dileklerimle gönderiyorum. | Open Subtitles | ربما أكثر لحظات حاسمة في تاريخنا. أبعث إلى كل عائلة ضمن شعبي، سواء بالوطن، | 
| Bu örnekleri dünyanın her tarafındaki tıbbi uzmanlara gönderiyorum. | Open Subtitles | أبعث بالعينات الطبية إلى الخبراء بجميع أنحاء العالم | 
| Bu yüzden seni aşağıya kontrol etmeye gönderiyorum. | Open Subtitles | لذا أبعث لكم بانخفاض هناك ل تذهب للتحقق من ذلك. | 
| Monet'nin resimlerinde ilham bahçem sizi görmek bana her zaman sevinç veriyor... size sevgimin şefkatliğini ve sonsuzluğunu gönderiyorum. | Open Subtitles | آمل أن يعطيك بقدر الفرح لرؤية الحديقة التي ألهمت لوحات مونيه كما أنه يتيح لي أن أبعث إليكم هذه الرموز من مودّتِي | 
| Sully, çocuğu yukarı gönderiyorum, gözünü ondan ayırma. | Open Subtitles | سولي، أبعث الطفل حتى في الرأس. إبقاء العين عليه. | 
| Adamlar kapıya ulaşana dek bekle , sonra mektubu gönder. | Open Subtitles | أنتظر حتى يصل الرجال الى البوابة ثم أبعث الرسالة | 
| Gemi de gönderirim, uçak da gönderirim ne yapmam gerekiyorsa yaparım ama kırmızı halıda yürürken seni yanı başımda istiyorum. | Open Subtitles | أبعث قارب، طائرة، سأفعل أيّ شيء يتعيّن عليّ، لكن أريدك بجانبي عندما أمشي فوق البساط الأحمر | 
| Bu sana iyi gelir, ama yine de biraz para göndereceğim. | Open Subtitles | ربما يساعد هذا و لكنى ما زلت سوف أبعث لك ببعض النقود | 
| Ona nasıl bir mesaj göndermek isteyebilirim ki? | Open Subtitles | وأية رسالة قد أريد أن أبعث إليها؟ | 
| Ne dersin detayları göndereyim mi? | Open Subtitles | إذاً ماذا تقول... . هل يمكن أن أبعث لك بالتفاصيل؟ | 
| Sana çikolata göndermemi istermisin? | Open Subtitles | هل أبعث لكى ببعض الشيكولاتة؟ | 
| Sana milyarder olan bir müvekkil yolluyorum. | Open Subtitles | أبعث لكم العميل الذي يصدف أنه مليارديرا | 
| Şimdi mail atıyorum sana. | Open Subtitles | أبعث لك الرقم عبر البريد الإلكتروني على الفور | 
| İsyanı bastırmak için asker gönderdim. | Open Subtitles | لقد كان على أن أبعث بجنود هناك ليوقفوا ذلك | 
| - Sinyal mi gönderiyordum? | Open Subtitles | أنا كنت أبعث بإشارات؟ | 
| İmaja, ışığın çeşitli dalga boylarını uyguluyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أبعث أمواج طويلة من الضوء | 
| Her yerel hastaneye Kimble'ı tanıtacak fakslar gönderin. | Open Subtitles | أبعث بالفاكس وصفا لكيمبل لكلّ مستشفى بالمنطقة | 
| Sana aylık para göndermem karşılığında, bizden uzak durman konusunda anlaştık. | Open Subtitles | إتفاقُنا كان أبعث لكِ راتبًا شهريًا وأنتِ وافقتي على البقاء بعيدًا. |