| Her gün, orataya çıkıyorum, kendim gibi davranıyorum ve onlarda beni buraya tıkıyorlar. | Open Subtitles | وأنا هنا لأنني أتصرّف على سجيتي كل يوم أتصرّف على سجيتي فيحبسونني هنا |
| Hiçbir şey istemiyor gibi davranıyorum çünkü istediğim hiçbir şeye sahip olmadım. | Open Subtitles | أتصرّف وكأنّني لا أودّ شيئًا لأنّني لم أحصل أبدًا على شيء أريده. |
| Ne yapacağımı bilmiyordum ama ona o not kağıdını veremezdim. | Open Subtitles | لم أعلم كيف أتصرّف و لكني عجزت عن إعطائها هذا الكشف |
| Hızlı hareket etmediğimi düşünüyor, sanırım haklı da. | Open Subtitles | تعتقد أنني لا أتصرّف بسرعة كافية، وهي مُحقة على الأرجح. |
| Korksam bile, bunu çözmenin tek yolunun oralı gibi davranmak olduğunu anladım. | Open Subtitles | رغم أنني كنتُ خائفاً افترضتُ أن طريق النجاة من هنا هي أن أتصرّف على طبيعتي |
| Bak, bir sürtük gibi davrandığımı biliyorum ama bu imajım için. | Open Subtitles | أعلم أنّى أتصرّف بسخافة لكن هذا من أجل عملى |
| Birisi bana nasıl biri olmayı planlıyorsam öyle davranmam gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال لي أحدهم أنْ أتصرّف كما أخطّط أنْ أكون |
| Eski sevgilimin patronuyum. Nasıl davranacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا رئيسة خليلي السابق، ولا أعرف كيف أتصرّف |
| Sen sadece senin gibi birine dönüşene kadar senin gibi davranmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين أن أتصرّف مثلكِ، حتّى أغدو مثلكِ. |
| Çılgın biri davranıyordum bir çocuğu takıntı haline getirdim. | Open Subtitles | كنتُ أتصرّف بجنون. مهووسة بشاب.. اتضح أنه مجرد شاب. |
| Ben şaşırmış gibi davranıyorum. | Open Subtitles | و لهذا، أنا أ أتصرّف بانزعاج قليلاً، على ما أظنّ |
| Ne düşündüğünü biliyorum. Bir çocuk gibi davranıyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف , أعرف أنك تعتقد أننى أتصرّف كالأطفال |
| Ne düşündüğünü biliyorum. Bir çocuk gibi davranıyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف , أعرف أنك تعتقد أننى أتصرّف كالأطفال |
| Profesyonel davranıyorum. Biz iş arkadaşıyız. Profesyonel olamaz mısın? | Open Subtitles | أنا أتصرّف بإحترافية ، كلانا زميلان عمل، ألا يمكنكَ أنّ تتصرف بإحترافية؟ |
| At olsaydın ne yapacağımı bilirdim. | Open Subtitles | إن كنتِ جواداً، لعرفت كيف أتصرّف تحديداً. |
| Bu gibi durumlarda ne yapacağımı asla bilemem. | Open Subtitles | لستُ اعرف كيف أتصرّف في هذه المواقف المحرجة |
| O... O bir baba gibi hareket ediyor ve benim de bir polis gibi hareket etmem gerek. | Open Subtitles | اسمعا، هُو يتصرّف كوالد، ويجب أن أتصرّف كشرطيّة. |
| Ben mantık tabanlı bir varlığım ve bu yüzden tamamen mantıkla hareket ederim. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}إنّي كيان مستند على المنطق، لذا فإنّي أتصرّف وأستجيب بسلوكٍ منطقيّ بحت. |
| Ondan kurtulmak için en iyi umudum olabildiğince normal davranmak. | Open Subtitles | "أملي الوحيد في فقده هو أن أتصرّف بطبيعيّة بشكل صارم" |
| Benim de borcum var, benim deli gibi davrandığımı görmüyorsun. | Open Subtitles | أنا مثقلٌ بالدّين كذلك، ولا تراني أتصرّف كالمجانين |
| Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | إنّهم لا يتصرّفون، فقرّرتُ أن أتصرّف أنا. |
| Birisi bana nasıl biri olmayı planlıyorsam öyle davranmam gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال لي أحدهم أنْ أتصرّف كما أخطّط أنْ أكون |
| Böyle saçmaladığın zaman nasıl davranacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أتصرّف معك عندما تقوم بهذا الهراء |
| Burada "Glenn" olarak görünmemi ve davranmamı tercih ediyorlar. | Open Subtitles | يُفضلون أن أنادى بـ(غلين) هنا، وأن أتصرّف مثل (غلين). |
| fakat bana geçen akşam garip davrandığımı söyledin ve ben garip davranıyordum. | Open Subtitles | لكنكِ سألتيني بالليلة الماضيّة لو كان يجري أمرٌ ما بسبب أنني .كنتُ أتصرّف بشكلٍ مختلف |