| Şöyle düşünüyorum da bu adamdan en az 30 bin dolar tırtıklarız. | Open Subtitles | أتصور انه على اقل تقدير يمكنه أن يحمل اكثر من 30 دولار |
| Sana karşı galip geleceğini tahmin etmezdim ama geldi işte. | Open Subtitles | لم أكن أتصور أنه يمكن أن ينتصر عليك لكنه فعل |
| Sanırım Rwanda'da yılda iki hafta yetim çocuklara bakman vicdanını rahatlatıyordur. | Open Subtitles | أتصور أن الأسبوعين اللذان تمضيانها برواندا بمعالجة الأيتام تجعل ضميرك صافياً |
| Benim her zaman aklıma bir kadın gelir veznedar denilince. | Open Subtitles | يبدو لي كعمل السيدات أنا أتصور النساء تفعل ذلك دائما |
| Buraya ayak basacağımı veya seni burada görmeyi bekleyeceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتصور يومًا أنني سأضع قدمًا هنا، أو أتوقع رؤيتك هنا. |
| Hayır, Hill Valley'deyiz. Ama cehennem de buraya benziyordur herhalde. | Open Subtitles | لا, إنها هيل فالى,على الرغم من أننى لا أتصور أن الجحيم سيكون أسواء. |
| Margaux benim peşime düşmüştü, ama Jack ile misilleme yapabileceğini düşünemiyorum. | Open Subtitles | مارغو تسعى خلفي ولكن لم أتصور بأنها تنتقم هكذا مع جاك |
| Onunla tanışmadan önce bu kadar şiddet yanlısı değillerdi sanıyorum. | Open Subtitles | أتصور أنهن كن أقل عنفاً بكثير قبل أن يلتقين به |
| Sohbetimize ne kadar erken başlarsak o kadar iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | فإني أتصور كلما أسرعت و احصل على نقاش صغير بعيدا ذلك أفضل |
| Kız indikten sonra kahvenin döküldüğünü ve peçeteyi silmek için kullandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | وبعد أن رحلت أتصور من أنك استخدمت المحارم لمسح القهوة التي سُكبت |
| Aslında buradaki varlığımızın onun için hayli sıkıntılı hale geldiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع , أتصور أن وجودنا هنا اصبح غير مريح له |
| Senin için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أتصور كم كان هذا متعبا كان هذا بالنسبة لك |
| Bu kadar sorun çıkaracağını tahmin etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن أتصور أبدا أن يسبب ذلك الكثير من المشاكل |
| Sanırım karınızın size karşı çıkarttığı uzaklaştırma emri bu planınızı biraz sekteye uğratıyor. | Open Subtitles | أتصور أن أمر تقييدي قدمت زوجتك ضدك يعيق التي تخطط إلى حد ما. |
| Sanırım birlikte çay içiyorlardı. | Open Subtitles | أتصور أنها كانت تتناول الشاي معه شاي فحسب ، بدون كعك |
| Sadece ikimiz. Bu kadar uzak kalacağımız hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | فقط أنا وهو, لم أكن أتصور أن الأمر سيتحول هكذا |
| Bunu yapacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | إنني لم أتصور أنهم يمكنهم أن يفعلوا ذلك.. |
| herhalde çamaşırlarını istiyorsundur? Bütün gece kamyonların homurtusunu duyduk. | Open Subtitles | أتصور أنك تريد الثياب المغسولة سمعت الشاحنات تهدر ليلاً |
| Haftanın her akşamı bir randevun olmalı. Aksini düşünemiyorum. | Open Subtitles | لأنني حتى اللآن, لا أتصور أن إمرأة مثلك لا تمتلك موعد غرامي كل ليلة في الأسبوع |
| sanıyorum ki makineler kalıba zarar verecek kadar güçlü ve baskı sonrasındaki her paranın üzerinde çarpışma izi oluyor. | Open Subtitles | أتصور أن الآلات قوية بما يكفي لإتلاف القوالب فعلاً، وأية قطعة نقدية تُدمغ بعد ذلك ستكون عليها آثار التصادم. |
| Ben, bu yarışmaya katılman durumunda, olabilecek tüm kötü şeyleri hayal ediyorum. | Open Subtitles | أتصور كل الأشياء السيئة وما قد يحدث إذا ما إشتركتى بهذه المسابقة |
| İnsanların para için fıkra uydurduklarını hiç düşünmezdim ama bir yerlerden çıkıyor olmalılar. | Open Subtitles | لم أتصور أبدأ أن يكتب ، أُناس النُكت مقابل المال لكني أعتقد أنهم يحصلون عليها من مكان ما |
| Tek odalı malikanemde büyük bir ziyafet verdiğimi hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أتصور نفسي و أنا أقيم مأدبة كبيرة في قصري ذو الغرفة الواحدة |
| Bayan Danzard Eminim size ödediği paranın karşılığını almak için canınıza okuyordur. | Open Subtitles | مدام دانزارد تجعلكم تعملون بشدة كما أتصور من أجل المال الذى تدفعه لكم |
| Zaten Profesör Tirrell da İngiltere'de. Sizin patron olduğunuzu düşündüm. | Open Subtitles | و مع تواجد البروفيسور تيريل فى إنجلترا فأنا أتصور أنك الرئيس |
| Oldukça iyi eğitimli bir dinleyici var burda, Tahminimce hepiniz AIDS hakkında birşeyler biliyorsunuz. | TED | و بما ان الجمهور المتواجد اليوم هو جمهور واعي و مثقف لذا أتصور أن لدى الجميع فكرة عن الإيدز |
| Şarkıcı, onun karısı. Bu konuda çok mutlu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | المغنية هي الزوجة، لا أتصور أنّها كانت سعيدة حيال ذلك. |