| Petrol anlaşması karşı olanlardan dolayı, Bugün yapılacak olan ralli birkaç fitneciler tarafından gölgelendi. | Open Subtitles | مسيرة سلمية اليوم ضد أتفاقية النفط بعض الشباب المثيرين للشغب |
| Ferg, savcılık için Nighthorse'dan... işbirliği anlaşması al. | Open Subtitles | أبني فيرغ خذ أتفاقية نايتهورس الى مكتب المدعي العام |
| Yeni bir Versay anlaşması yoktu. | Open Subtitles | لكن أتفاقية "فرساى" جديدة وجدت طريقها مجدداً نحو التنفيذ |
| Sayın Yargıç, tanıklık sözleşmesi yapmak için Nate Murphy'i seçtik. | Open Subtitles | حضرتك ,لقد قررنا أن نعقد أتفاقية شهاده مع نات ميرفي |
| Bu da kesinlikle Medine sözleşmesi'ne aykırıydı. | Open Subtitles | وكان هذا قطعا مخلفا لبنود أتفاقية المدينة |
| Sana evlilik sözleşmesi imzalatacaktım. | Open Subtitles | كنت سأجعلكِ توقعين على أتفاقية قبل الزواج بأيّ حال. |
| Sana sadece, Serbest Ticaret anlaşması... | Open Subtitles | دعنا فقط نقول أن أتفاقية التجارة الحرةلايمكنتطبيقها... |
| Şimdi de başka bir firmayla başka bir lisans anlaşması imzalamış. | Open Subtitles | وأيضا وقع أتفاقية أخرى مع منتجين محليا |
| - Gizlilik anlaşması imzaladı. Demek artık işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | لقد وقع على أتفاقية غير منتهية. |
| Ortaklık anlaşması ayrılırken müşteri almasını yasaklıyor. | Open Subtitles | أتفاقية الشراكة تمنعه من أخذ عملائه |
| Boşanma anlaşması yapmak zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه جعل من أتفاقية طلاقكم... صعبة. |
| - Gizlilik anlaşması için bu çok fazla. | Open Subtitles | -كثير جداً على أتفاقية الخصوصية. |
| Bakan Reynolds barış anlaşması güvenliğini sağlamak için her iki tarafla birlikte görüşecek. | Open Subtitles | الوزير (رينولدز) سيقوم بزيارة للطرفين هنا لضمان أتفاقية السلام |
| Rekabet Etmeme anlaşması | Open Subtitles | " أتفاقية عدم المنافسة" |
| - Gizlilik sözleşmesi. | Open Subtitles | ـ أتفاقية بعدم التكلم |
| - Gizlilik sözleşmesi. | Open Subtitles | ـ أتفاقية بعدم التكلم |