| Bu insanlar evlerinden kalkıp çok tehlikeli denen bir yere geldiler. | Open Subtitles | هؤلاء الناس أتو من كل انحاء البلاد لمكان تم إخبارهم انه خطر على حياتهم |
| Kendilerine "Üç Suçlu Kardeşler" diyen grup liderleri okyanusun karşısından geldiler. | Open Subtitles | ثلاثة زعماء أتو عبر المحيط ويطلق عليهم الأخوان المجرمون الثلاثة |
| Ortaklarınız, Ato şirketiyle toplantıdalar. | Open Subtitles | "شركاؤك في اجتماع مع شركة "أتو |
| Hayır, Ato Ota'nın taklidi. | Open Subtitles | "لا، "أتو" إنهم المقلدون لـ"أوتا |
| - Saygılar. Anjali, evimize ilk kez geliyorlar... | Open Subtitles | انجلي , لقد أتو لبيتنا للمرة ألآولى |
| Yahudiler ve İrlandalılar geldikleri yere saygı göstermeyen arkadan bıçaklayan piçler. | Open Subtitles | فاشلون و جبناء و خونة لا يحترمون المكان الذي أتو منه |
| Büyükanneme kötü bir haber vermek için ilk defa gelmiş olmazlar. | Open Subtitles | لن تكونَ أولَ مرة .لقد أتو ليعطوا جدتي خبرًا حزينًا ما |
| Vagonlardan geldiler. Böcekler gibi birbirlerinin üstüne çıkıyorlardı. | Open Subtitles | لقد أتو من خلال العربات، وكانوا مكدثين على بعضهم البعض كأنهم حشرات. |
| Kilise ile piknik arasında geldiler. | Open Subtitles | إنهم أتو فى الفتره التى كنّا فيها بين الكنيسه و النُزهه |
| Nükleer enerji santralını protesto yürüyüşündeydik... ve bizi tutuklamaya geldiler... sert bir şerif arkamdaki kadını itip kaktı. | Open Subtitles | كانت هناك مظاهرة إحتجاجية على موضوع المفاعل النووي وعندما أتو إلى إعتقالنا كان ذلك الشرطي المزعج يتعامل ببعض الخشونة مع المراءة التي خلفى |
| O kadar hızlı geldiler ki hiçbir yere gidemedim. | Open Subtitles | لقد أتو بسرعة ولم أعرف أين اذهب |
| İsimlerini hiç söylemedier. Birkaç gün önce bana geldiler. | Open Subtitles | لم أعرف أسمائهم أبدا أتو الى منذ يومين |
| Ato, artık onun metresi. | Open Subtitles | أتو" هي عشيقته الآن" ! يا لها من مفاجأة |
| İsmi de "Ato". Yeterince yakın değil mi? | Open Subtitles | يسمون أنفسهم "أتو".. |
| Dinle, Ato'yla anlaşma imzaladık. | Open Subtitles | "اسمع لقد وقعنا مع "أتو |
| Buraya kendi iradeleriyle geliyorlar. | Open Subtitles | لقد أتو الى هنا برغتبهم |
| Bize doğru geliyorlar. | Open Subtitles | -لقد أتو تقريباً |
| Ve kıvrımı takip ettikleri için mutlular çünkü geldikleri yere döneceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | و هم سعداء بالمشي بمنحنى لأنهم يظنون أنهم عائدون للمكان اللذي أتو منه |
| Çocuklarla ilk defa X Factor'den geldikleri zaman tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت الخمسه عندما أتو الى الاكس فاكتور |
| Tümü de geçen hafta Şikago'ya gelmiş ve hala buradalar. | Open Subtitles | أتو إلى شيكاغو فى الأسبوع الماضى وبقوا فيها. |
| Bu bir savaş değil Bay Atto. Bu bir soykırım. | Open Subtitles | (تلك ليست حربا يا سيد (أتو تلك إبادة جماعية |
| büyüdüğüm yer Teksas, Waco'dan arkadaşlarımın olduğu yere -- bir kaçınızın daha önce orayı duyduğunu biliyorum. Beni ziyarete gelmişlerdi, etrafa bakıp şöyle demişlerdi, | TED | حيث كان يوجد اصدقائي من مدينة واكو في تكساس , حيث نشأت أعلم أن بعضكم سمع بذلك عندما أتو لزيارتي , تطلعوا حولهم |