| O tek an sanat, tasarım ve mühendislik hakkındaki düşüncelerimi ciddi olarak etkiledi. | TED | تلك اللحظة أثرت بعمق في طريقة تفكيري بـ الفن، التصميم و الهندسة. |
| Truth'un konuşmaları ülke çapında toplumdaki binlerce insanı etkiledi ancak aktivizmi kalabalık önünde konuşmaktan çok öteye gitti. | TED | أثرت خطب تروث على آلاف من الناس عبر البلاد، لكن نشاطاتها تخطت الاقتصار على الخطابة. |
| O müziğin etkisi daha önce duyduklarımdan tamamen farklıydı. | Open Subtitles | تلك الموسيقى ، أثرت بي كما لم تفعل أي موسيقى من قبل |
| Clark kırmızı meteor parçası kişiliğini etkilemiş olabilir, ama kabul etmeliyiz ki, o duyguların geldiği bir kaynak var. | Open Subtitles | كلارك ربما تكون صخور النيزك الحمراء قد أثرت على شخصيتك لكن يجب أن نواجه الأمر كل هذه المشاعر لابد أن لها سبباً |
| Ama ilk elden kişisel değerlerimin işimi nasıl etkilediğini gördüm. | TED | ورأيت في المقام الأول كيف أثرت قيمي الشخصية على عملي. |
| Evet, benim de dikkatimi çekti Bay Andrews, ama kafam karıştı. | Open Subtitles | نعم، لقد أثرت اهتمامي يا سيد أندروز ولكني مشوش |
| etkilendim. Ama bütün geçici kopyaları artık dosyaları ve yedekleri hatırlayabildin mi acaba? | Open Subtitles | لقد أثرت إنبهاري ولكن هل نذكر كل أعمال النقل المؤقتة والأقراص المتشابهة والنسخ؟ |
| Benim gördüklerimin aynini gördü ve gördüklerim beni etkiledi. | Open Subtitles | رأى نفس الأشياء التي رأيتها و قد أثرت بي |
| Çılgınca geliyor, Ama beni çok etkiledi? | Open Subtitles | يبدو مجنون، ولكنها أثرت في نفسي، كل الحق؟ |
| Bu bebeğin yaşama şansı olmasa da hepimizi etkiledi. | Open Subtitles | هذه الطفلة لم تحظ بفرصة للعيش ولكنها أثرت بنا جميعا |
| Yanıklarım aramızdaki ilişkiyi etkiledi çünkü tüm gece davadan ne kadar para kazanacağımı konuştum durdum. | Open Subtitles | حروقي أثرت على علاقتنا الحميمة لأن كل الليل أتحدث عن كمية المال التي سأجنيها من الدعوى القضائية |
| Yanıklarım aramızdaki ilişkiyi etkiledi çünkü tüm gece davadan ne kadar para kazanacağımı konuştum durdum. | Open Subtitles | الحميمة علاقتنا على أثرت حروقي المال كمية عن أتحدث الليل كل لأن القضائية الدعوى من سأجنيها التي |
| Yaptığım bazı şeyler sizin hayatınızı da etkiledi ve zorlaştırdı. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء... أشياء أثرت في حياتكم، جعلت حياتكم أصعب. |
| Müziğinizde dinin etkisi hakkında ne düşündüğünüzü öğrenebilir miyim? | Open Subtitles | أريد أن أسمع وجهة نظرك على كيف الدين قد أثرت الموسيقى الخاصة بك. |
| Bunun çok tuhaf geleceğini biliyorum ama bazı meteor taşlarının, kasabadaki bazı insanlar üzerinde dünya dışı etkisi oldu. | Open Subtitles | وأعرف أن ما سأقوله الآن سيبدو عجيباً لكن بعض حجارة النيازك أثرت بشكل خارج عن المألوف على أشخاص معينين في البلدة |
| Göreceğiz. - Onu etkilemiş olsanız gerek. | Open Subtitles | ـ لذا، كما تعلمين، سوف نرى ـ لا بد إنّك أثرت أعجابه |
| Kurşun temporal lobunu etkilemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أن الرصاصه قد أثرت على فصه الصدغي |
| Eğer sıcağın seni etkilediğini söylersen, aklını kaybettiğini farz etmeyeceğim! | Open Subtitles | لو قلت أن الحرارة أثرت عليك لن أفترض أنك فقدت عقلك |
| Yalnızca en son kaldığı evde bir yıl kadar... ikamet ettiği dikkatimi çekti. | Open Subtitles | لقد أثرت هذا لمجرد أنني لاحظت أنها قطنت بدارها الأخيرة... لما يقرب من عام كامل. |
| Bu seni sevmediğim anlamına gelmez. Lanet olsun, çok etkilendim! Şimdiye kadar toplanıp gitmiş olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنني لا أحبك لقد أثرت إعجابي ظننتك استسلمت |
| Hayatımın her kısmını etkiledin. | Open Subtitles | أنتِ أثرتِ بكل جزء في حياتي - و أنت أثرت بكل جزء في حياتي - |
| Ciddiyetimle onu etkiledim ve şehirden ayrılmayı kabul etti. Kendisiyle birlikte odasına kadar gittim. | Open Subtitles | أثرت عليه بخرتى الأمينة،و وافق أن يتركَ البلدة و وصلتهُ إلى غرفتهُ. |
| bu benim yaşam kalitemi ve sağlığımı etkiliyor. | Open Subtitles | أثرت على أملي في الحياة وعلى صحتي |
| Askerlerimizden birisinden, maske yapımının, tedavisine nasıl etki ettiğini tanımlamasını istedik ve söylediği şey buydu. | TED | طلبنا من أحد أفراد الجيش أن يصف كيف أن صناعة القناع أثرت على علاجه، وهذا ما قاله. |
| Elini göstererek aşırı dikkat çektin. | Open Subtitles | لقد أثرت إهتماما لا مبرر له بإدخال يدك |
| Tucson sana yaramış. | Open Subtitles | اوه, توسون أثرت عليك. |