| Güzel. Tıpkı dolabındaki diğer altı siyah elbiseler gibi. | Open Subtitles | انه رائع بجانب إلى 6 أثواب السوداء لديكِ |
| Çuvaldan yapılmış elbiseler giyerdi. | Open Subtitles | و كل شخص يعلم أنها ترتدي أثواب صنعت من أكياس الغذاء |
| Bana dün gece İtalyan elbiseler çaldığınızı söylememiş miydin? | Open Subtitles | هل اخبرتني شيئا الليلة الماضية حول أنك ذاهب لآحضار أثواب ايطالية ؟ |
| Eminim gittiği yerde çiçekli elbise yoktur. | Open Subtitles | أراهن أنها لن تجد أية أثواب زهرية حيثما ستذهب |
| Trampetlere açığım ama sese dikkat etmeliyiz Daha az elbise daha çok gelinlik | Open Subtitles | أتقبل أثواب الزفاف الناقوريّة، على ألّا يكون قماشها طويل. |
| Reba bazılarını cevaplamaya çalıştı ama kızların yarısı 15 inde bile değil ve mayolu resimlerini gönderiyorlar. | Open Subtitles | حاولت (ريبا) أن ترد على بعضها لكن، نصفهن لم يتعدوا سن الخامسة عشرة و يرسلون صوراً لأنفسهن في أثواب السباحة |
| Yani bir sürü bikinili kız var ve çoğunda atıştırmalık bir şeyler de satılıyor. | Open Subtitles | هناك نساء كثيرة ترتدي أثواب السباحة وعادة ماعندهم لمجة في الحانة |
| Bir uğrayıp yeni elbiseler diktirebiliriz. | Open Subtitles | أظن أنّنا بوسعنا الذهاب لهناك و أن نصنع لأنفسنا أثواب جديدة |
| Tam benim bedenime uygun elbiseler yolluyorlar ve tarzı saptamak çok zor. | Open Subtitles | إنهم يستمرون بإرسال أثواب على مقاسي بدقة وبأشكال يصعب تصميمها |
| Çok hoş. Kabarık elbiseler, smokinler olacak... | Open Subtitles | إنها فاخرة جداً أثواب فاخرة وبزات رسمية |
| Şey, elbiseler ve kotlar | Open Subtitles | أثواب وسراويل من الجينز |
| İçlerine giremediğim elbiseler, dökümlü gömlekler. | Open Subtitles | أثواب وقمصان ليست على مقاسي |
| 18. yüzyılda dokuma fabrikası işçileri sık sık zehirleniyordu. Yeşil elbise giyen kadınlar arseniğe maruz kaldıkları için baygınlık geçiriyorlardı. | TED | وعليه، في القرن 18 تعرض عمال مصانع النسيج للتسمم غالبًا، والنساء مرتديين أثواب خضراء مرضن حسبما قيل بسبب تعرضهن للزرنيخ على البشرة. |
| Diğer kızlar 14 yaşına girdiğinde güzel bir elbise ve pasta alınırken ben... | Open Subtitles | إذ أن كل الفتيات الأخريات حصلن على أثواب ٍ جميلة وعلى قوالب من الحلوى عندما بلغن سن الـ 14 ... أماأنا |
| - Hayır, biliyorum. orada 5 elbise vardı. | Open Subtitles | -أعلم، كان هناك فقط خمسة أثواب |
| - elbise. | Open Subtitles | أثواب حسنا ! |
| Reba bazılarını cevaplamayı denedi ama yarıdan fazlası 15'inde değil ve mayolu resimler gönderiyorlar. | Open Subtitles | حاولت (ريبا) أن ترد على بعضها لكن، نصفهن لم يتعدوا سن الخامسة عشرة و يرسلون صوراً لأنفسهن في أثواب السباحة |
| Her yerine yağ sürmüş, bikinili kızlar. | Open Subtitles | فتيات في أثواب سباحه ملطخات بكريم البشرة. |