| Torunuma bakıcılık yapmayı seviyorum ama ben ajan olarak eğitildim. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أنى أحب أن أجالس حفيدتى ولكنى جاسوسه مدربه |
| Ben burada senin gözüne uyku girmeyen oğluna bakıcılık yaptım. | Open Subtitles | وأنا أجلس هنا أجالس ابنكِ المُصاب بالأرق؟ |
| Bu azgın Fransızlara bakıcılık yaptım tüm gece. | Open Subtitles | أجل لقد كنت أجالس فرنسيون ثملون ثائرون طوال الوقت |
| Yok, gerçekten hiç gereği yok. Bu gece bebeğe ben bakıyorum zaten. | Open Subtitles | هذا ليس ضروريا كما أنني أجالس الطفل الليلة |
| Evet tabii var, bazen ben de kuzenlerime bakıyorum, değil mi? | Open Subtitles | أجل بالواقع كنت أجالس أبناء عمي الصغار |
| Şimdi kardeşlerime bakmak zorundayım. Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | عليّ أن أجالس أخي وأختي الآن شكراً لك على المجيء |
| Annemle babam bana 6 yaşındayken, sana bebek bakıcılığı yaptırmıştı. | Open Subtitles | أمي و أمي دعوني أجالس عندما كان عندي 6 سنوات |
| Bugün ilk yıl asistanlarından birine bakıcılık yapamam. | Open Subtitles | أنا لن أجالس اي طلاب من اليوم الأول أوالسنةالأولىاليوم. |
| Ben birleşmelere ve halkla ilişkilere yardımcı olurum. 27 yaşına gelmiş insanlara bakıcılık yapmam. | Open Subtitles | أنا أساعد في دمج الشركات والعلاقات العامة لا أجالس أطفال أعمارهم 27 عامًا |
| Ya işsizdim ya da bir yönetmenin çişini tutamayan köpeğine bakıcılık yapıyordum. | Open Subtitles | وأنا إمّا عاطل عن العمل، أقبع في المنزل، أو أجالس كلاب البُلدوغ المنفلتة الخاصـــة ببعض المخـــــــرجين. |
| - Çocuklarına bakmak zorunda değilim. - bakıcılık yapardı. | Open Subtitles | ـ لن أجالس الأطفال من أجلها ـ لا، لا، لقد فعلت |
| Hayır, sadece bakıcılık yapıyordum. Kahrolası küfürbaz velet. | Open Subtitles | لا، لكني أجالس نذلا صغيرا سليط اللسان. |
| Bu aptala neden bakıcılık yapmak zorundayım? | Open Subtitles | لماذا يجب أن أجالس هذا الأحمق؟ |
| Birlikte çalıştığım bir kadının kedisine bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أجالس قطة لدى أمرأة أعمل لديها |
| Bu doğru. Bebek bakıyorum. | Open Subtitles | هذا صحيح أنا أجالس |
| Bu konuda çok iyiyimdir. Şu anda da Luke'a bakıyorum. | Open Subtitles | أنا جيدة بالفعل أنا أجالس "لوك" الآن |
| Bebek bakmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أجالس أطفال |
| Bu pislik torbasına bebek bakıcılığı yapmamı isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الطلب مني بأن أجالس كيس الأوساخ هذا |
| Tek bildiğim, bir esire bebek bakıcılığı yapacak vaktimin olmadığı. Özellikle de bebeklikten çoktan çıkmış bir esiri. | Open Subtitles | ولكن ليس لدينا وقت كي أجالس رهينة وخاصة واحد أزيد قليلاً من ناضج |
| Sonunda. Bak, anne, buna mecbur bırakıldım. Daha fazla bebek bakıcısı olmayacağım. | Open Subtitles | أخيراً ، أمي ، لقد إكتفيت أنا لن أجالس الأطفال بعد الآن |