| O ve oğlu, bana zorla çocuk kaçırttı. | Open Subtitles | هو و ابنه أجبروني على إختطاف الصبي |
| Yardımcı pilotun dilini yedirdiler zorla. | Open Subtitles | أجبروني على أكل لسان مساعد طائرتي |
| - Bana zorla söylettiler. | Open Subtitles | أجبروني على إخبارهم |
| Beni onu hayatta tutmam ve güçlendirmem için zorladılar. | Open Subtitles | أجبروني على إبقائه على قيد الحياة ، لتعزيز له. |
| Beni yapmam için zorladılar. | Open Subtitles | لقد أجبروني على ذلك |
| Beni yapmam için zorladılar. | Open Subtitles | دييغو)، لقد أجبروني على فعل بذلك) |
| Beni zorladılar. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أجبروني على ذلك, لم أملك الخيار |
| - Annemle babam seninle buluşmam için Beni zorladılar. | Open Subtitles | -هي كَانتْ فكرةَ أبويِّ أجبروني على هذا |
| Bana bunu zorla yaptırdılar. | Open Subtitles | هم أجبروني على عمل هذا. |
| Bana zorla yaptırdılar. | Open Subtitles | لقد أجبروني على فعل هذا |
| zorla yaptırdılar bana. | Open Subtitles | لقد أجبروني على ذلك. |
| Bana zorla çikolata likörü içirdiler! | Open Subtitles | أجبروني على شيكولاته مسكره! |
| - Beni zorla emekli ettiler Peter. - Biliyorum. | Open Subtitles | -لقد أجبروني على التقاعد يا (بيتر ). |
| Beni zorladılar. | Open Subtitles | لقدْ أجبروني على ذلك |
| Bunun için Beni zorladılar. | Open Subtitles | أجبروني على القيام بذلك. |