İnanamıyorum sen bunun için para alıyorsun, bense sadece arkadaşıyım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع تصديقك أنتِ تتلقين أجر من أجل هذا |
O kadar güzeldi ki. Bunun için para aldığını düşünsene. | Open Subtitles | وقد كان جميلاً , تخيل الحصول على أجر مقابل هذا |
Ama hasat iki katına çıkınca iki katı maaş almıyoruz. | Open Subtitles | ولكن عندما يتضاعف المحصول لا نحصل على أجر مضاعف |
Hepimiz cenaze törenlerinde çalışmak isterdik, çünkü ücreti 3 dolardı. | Open Subtitles | كل شخص أراد عمل قداسات الجنائز منذ أن أصبح أجر المتضمن الجنائزى 3 دولارات |
Orada asla para ödemezler, çünkü eğer bir otobüs bileti parası bulsan oradan ayrılabilirsin. | Open Subtitles | وحيث لا يوجد أجر مقابل العمل ولو كنت تمتلك ثمن تذكرة حافلة لغادرت |
Eğer komisyoncunun ücretini ertelersem ki bundan memnuniyet duyarım, onun için yeterli olur. | Open Subtitles | إنه كافِ لهذا، أجل لو تخليت عن أجر سمساريّ ،وسأكون سعيد بفعل هذا |
Ve sonradan alacakları para olmadığını bilirlerse sence ne olur? | Open Subtitles | لن يتصرفوا جيدًا إن علموا بأنه لا يوجد أجر مستقبلي |
Dostum, bugün sana öğrettiğim ders için para istemeliyim. | Open Subtitles | صديقي , ينبغي أن أطلب أجر ما علمتك إياه هنا اليوم |
Sen ve Martin bundan böyle sivil izcilersiniz. para almayacaksınız. | Open Subtitles | أنت و مارتن تم تعيينكما ككشافين مدنيين بدون أجر |
Harcadığım zamana değil, yeteneğime para ödüyorsun. Ya sen? | Open Subtitles | أعرف بأنها ليست تحفة فنية، ولكن يجب أن تدفع أجر موهبتي. |
Atlayış için para vermişti, işte karşılığını aldı! | Open Subtitles | لقد دفع أجر قفزة فلم لا أجعله يقفز؟ اذهبي وأنقذيه بالله عليك |
Çocukların tüm sorumluluğunu alman için... ..sana maaş veriyor. | Open Subtitles | لذلك السببِ الذي هو يَدْفعُ لك أجر كبير لاخذ المسؤوليةِ الكاملة للأطفالِ |
Berbat saatler, ...kötü maaş, ...nankör işverenler için hayatını tehlikeye atmak? | Open Subtitles | عمل خطر و أجر سئ المخاطرة بحياة المرء من أجل صاحب عمل جحود ؟ |
Seni kullanabilirim.Artık sahaya çıkmazsın daha iyi maaş alırsın | Open Subtitles | لم يمكنني الإستفادة منك سيكون عليك القيام بمزيد من العمل والترقي الى إختصاصي لتحصل أجر أفضل |
Yemek için 9$, 6$ ahırda yatman için, 3$ da bakım ücreti verirsin. | Open Subtitles | ستّة دولارات للنوم في الأكشاك ثلاثة دولارات أجر مسمار |
Her neyse, atıldığımız tehlikenin ücreti dahil toplam fiyat 11.400 dolar. | Open Subtitles | وعلى أى حال ، هذا يتضمن أجر أخر على المخاطرة فنجد الإجمالى يصل إلى 11400 دولار |
Oda parası, telefon konuşmaları, odadaki zararlar vesaire. | Open Subtitles | للمكالمات الخارجية، أى ضرر بالغرفة، لهم أجر |
Temizlenme ücretini eklerser, 4.3 tael, 11.8 tael alacaksın. | Open Subtitles | زائد أجر التنظيف ا 4.3 تايلز سوف تحصل على 11.8 تايلز |
Evet sana yemek, yatak ve kıyafet vereceğim ama bana ücretsiz çalışacaksın. | Open Subtitles | أجل،سأعطيكً طعاماَ وسأعطيك سريراً وسوف اعطيك ثياباً ولكنك ستعمل لدي بدون أجر |
parasını karşılayamam ama belki şu makinalardan bir tane alabilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمل أجر العملية ربما يجب أن أشتري مثل هذه الآلة |
En sonunda yatılı hemşire için Ödeme yapmak zorunda kaldığımızı biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعلم أنه كان علينا أن ندفع أجر ممرضة مقيمة في النهاية؟ |
Conrad içimdeki son umudu da yok etsinler diye gardiyanlar kiraladı. | Open Subtitles | كونراد أجر حارس فقط ليحطم كل أمل قد أملكه |
- 10 ay önce Irak'a gitmeden bir depo kiralamış. | Open Subtitles | لقد أجر مخزن منذ 10 أشهر "فقد قبل أن يذهب بـ "العراق |
Bahşişlerini almıştın ve bu da dört aylık ücretinin yarısı. | Open Subtitles | حصلت على بقشيش لك وهذا نصف أجر أربع شهور |
Umarım fazla mesai alıyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أنهم يدفعون لك أجر الساعات الإضافية |
Müşteriler mutlu, kimsenin canı yanmıyor, ben de paramı alıyorum. | Open Subtitles | العملاء سعداء, لا يتعرض أحد للآذى أنا يدفع لي أجر |
Şova çıkma ücretin hesabına yatırılacak, hemen evine git. | Open Subtitles | أجر عرض ظهورك سيحوّل إلى حسابك. لذا عجّل وإذهب للبيت. |
Ama kaptan, teknesinin önceden Meaby'nin filminde görünmesi için kiralamıştı. | Open Subtitles | في الواقع, الربان قد أجر قاربه بالفعل ليتم تصويره في فيلم (مايبي) |