| Hayatta kalmak için suya ihtiyacı varsa, buraya nasıl geldi? | Open Subtitles | لو كانَ يحتاج للماء من أجل النجاة فكيف يمكنهُ إذاً أن يتجول في الأرض الجافّة؟ |
| Hayatta kalmak için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بما نضطّر للقيام به من أجل النجاة |
| Zorlu ortamlarda Hayatta kalmak için de bakteri ortama uyum sağlar. | Open Subtitles | ومن أجل النجاة في بيئة قاسية البكتيريا تتكيف |
| - Yalancı bir yalan! - Hayatta kalmak için Ted! | Open Subtitles | كذبة أخرى لعينة - من أجل النجاة يا تيد - |
| Hayatta kalabilmek için birbirleriyle savaşmış olmalılar. | Open Subtitles | لابُد وانهم كانوا يأكلون بعضهم البعض . من أجل النجاة |
| Hayatta kalabilmek için rekabetin sürekli devam etmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | المُنافسة بحاجة لأن تستمر من أجل النجاة |
| Sağlam zeminin yokluğunda, Hayatta kalmak için ihtiyaçları olan fokları avlayamazlar. | Open Subtitles | بدون السطح الصلب ، فإنهم لا يتمكنون من صيد "الفقم" التي يريدونها من أجل النجاة. |
| İşim için insanları öldürdüm. Yalnızca Hayatta kalmak için öldürdüm. | Open Subtitles | لقد قتلت من أجل العمل من أجل النجاة |
| İnsanlar Hayatta kalmak için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | الناس يفعلون كل شيء من أجل النجاة |
| Teşkilat, Hayatta kalmak için en iyi kumar. | Open Subtitles | الوكالة هي أفضل رهان من أجل النجاة |
| Güçlü liderlik Hayatta kalmak için vazgeçilemez bir şeydir. | Open Subtitles | القيادة القوية ضرورية من أجل النجاة |
| Hayatta kalmak için. | Open Subtitles | من أجل النجاة |
| Hayatta kalabilmek için mücadele verdiler. | Open Subtitles | كافحوا من أجل النجاة |