| Evet aslında, az önce idam cezası temyizini en iyi şekilde halletme konusunda seninle ateşli bir tartışmaya girdik. | Open Subtitles | أجل , في الحقيقة للتو كنت في وسط نقاش ساخن معك حول الطريقة الأفضل للتعامل مع استئناف حكم بالإعدام |
| Evet, aslında, dinlenmek için kulübeme gitmek üzereydim. | Open Subtitles | أجل في حقيقة الأمر أنا ذاهب للكوخ للراحة |
| Evet, Butter'ın her gece ödemeyi aldığını söylüyorlar. | Open Subtitles | أجل , في أي مكان منه قد قيل ذلك انها هي من يتم الدفع له كل ليلة |
| Evet, bu yüzü tekrar gördüğünde, ehliyetimin üzerinde göreceksin. | Open Subtitles | أجل, في المرة المقبلة التي ترى بها هذا الوجه ستكون على رخصة القيادة خاصتي |
| Evet, aslına bakarsanız, omzumun üzerini bir peçete ile örtmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | حسناً أجل, في الحقيقة لقد وضعت منديلاً فوق كتفي. |
| Evet, çim biçme makinasının yanındaki alet edevat kulübesinde. | Open Subtitles | أجل في ورشة المعدات بجانب دراجة جزّ الحشيش. |
| Evet ama bu arada babası büyücülerin elinde. | Open Subtitles | أجل. في الوقت الحالي، يَملكُ المشعوذين والده |
| Evet, 50'lerin ortasında, kariyerinizin zirvesindeydiniz.. | Open Subtitles | أجل. في منتصف الخمسينات بلغتِ الذروة في عملك |
| Evet, bu resim asırlarca saklanmış. | Open Subtitles | أجل. في الواقع, اللوحة كانت مختبئة لقرون |
| Evet, aslında, uh, kadının boğazı kesilmiş ve odanın her yerinde kan var. | Open Subtitles | أجل في الحقيقة قطع عنقها ونزفت حول الغرفة |
| Evet, öyle ama bu okul için fazla iyi. | Open Subtitles | أجل في الواقع أظنها جيدة كثيراً على المدرسة |
| Evet, aslında, bana oldu. Lt çok üzücü oldu. Tamam, sonraki soru. | Open Subtitles | أجل في الواقع حدث لي لقد كان محزناً جداً ، حسناً السؤال التالي |
| Evet, gece hiç planım yoktu, 8 de yattım. | Open Subtitles | أجل في الحقيقة, كما تعلم لم يكن لدي مشاريع بالأمس لذا خلدت للنوم في الثامنة |
| Evet, zaman zaman eşlere de bir ders vermek gerek. | Open Subtitles | أجل في هذه القضية لا داعي للتهور و لكن يجب أن يكون لدينا اعتبارات |
| Evet, erkeğin kızı tavladığı bir filmde. | Open Subtitles | أجل , في تلك التي يحصل فيها الفتى على الفتاة |
| Evet, kumbarandaki 10$ ile mi? | Open Subtitles | أجل, في ظل احتفاظك بـ10دولارات في الحصالة خاصتك؟ |
| Evet, şey, aslında çenesini tamamen kapatabilirdik ama onunla aynı kurallarda oynama iznimiz yok. | Open Subtitles | أجل , في الواقع , الحقيقة هي , أنه يمكننا اسكاته لكن ليس مسموح لنا اللعب بنفس طريقته |
| Evet, peki, günün sonunda, pek de bir şey farketmeyecek nasıl olsa,.. | Open Subtitles | أجل, في الختام, ليس الأمر مهما على أي حال, |
| Evet, aslında içimden buraya gelmeyi hiç istemiyordum ama fark ettim ki ne gerekiyorsa yapmaya razıydım çünkü evde bu meseleyi aşamayacaktım. | Open Subtitles | أجل, في أعماق أعماقي حقاً لم أرغب بالحضور إلى هنا لكنني اكتشفت أنني كنت أرغب |
| Evet, aslında ben sormuştum mümkün olabilir mi, belki yasal bir yolu bulunur diye... | Open Subtitles | أجل, في الحقيقة لقد سألتهما لرؤية إن كان هذا ممكناً ..إن كان هناك طريقة قانونية من أجل |