| Bütün olayı çözdün ve polis eğitiminde devrim yarattın. | Open Subtitles | أنت لا تفهمني، أنت حللت القضية كلها أحدثت انقلاباً في تاريخ التدريب الأمني |
| Bütün olayı çözdün ve polis eğitiminde devrim yarattın. | Open Subtitles | أنت لا تفهمني، أنت حللت القضية كلها أحدثت انقلاباً في تاريخ التدريب الأمني |
| Ah, evet kurşun ön loba girmiş, içerde bir enkaz yaratmış ve arka beyincikte durmuş. | Open Subtitles | حسنا، لقد دخلت عبر الفص الجبهي، أحدثت ضررا كبيرا وإنتهت في القذالي. |
| Çabuk olsan iyi olur. Son sarsıntı üssün içinde hidrotermal bir delik açtı. | Open Subtitles | أحدثت الهزّة الأخيرة فجوة حرارية في القاعدة |
| Evet ve küçücük bir ses çıkarırsan beni evden atar. | Open Subtitles | أجل.. و إذا أحدثت ضجّة مهما كانت صغيرة فستقوم بطردي |
| Bu gemiyi isyana kışkırttığında bu görevinden feragat etti. | Open Subtitles | لقد جردت من ذلك الدور عندما أحدثت عصيان على متن هذه المركبة |
| Domuz gribi ilk ortaya çıktığında, ilk haberler aşırı bir tepkiye sebep olmuştu. | TED | عندما ظهرت انفلونزا الخنازير، الأخبار المبدئية أحدثت ردة فعل مبالغ بها. |
| Bazı arı sokmaları bir alerjik reaksiyonu tetiklemiş; bazıları tetiklememiş. | Open Subtitles | بعض لدعات النحل أحدثت رد فعل تحسسي، وأخرى لم تفعل |
| Çok sorun yarattın, huh? Umarım buna değersin. | Open Subtitles | لقد أحدثت الكثير من المشاكل أتمنى بأنه يساوى ثمنه |
| Birçok insan için farklılık yarattın. | Open Subtitles | لقد أحدثت تغييراً للكثير من الأهالي |
| "ve yaşamımda gerçek bir değişiklik yarattın. | Open Subtitles | و أحدثت تغييرا جذرياً في حياتي... |
| Benim için farklılık yarattın. | Open Subtitles | و أحدثت تغييراً لي |
| Bir fark yarattın. | Open Subtitles | إنك أحدثت تغيير كبيرًا |
| Yazımın bir fark yaratmış olmasını isterdim ama ne yazık ki öyle olmadı. | Open Subtitles | ولكن، على نحو سيء بينما أود أن تكون لي فكرة .أن قصتي قد أحدثت الفارق، لأنها صنعت الفارق |
| Hiçbirinizde bir farklılık yaratmış gibi gözükmedi. | Open Subtitles | لا يتضح لي بأني أحدثت أي فرق فيكم |
| Reklam panoları etki yaratmış. | Open Subtitles | ... لقد أحدثت الإعلانات فارقًا |
| Ama Dünya'nın iç sıcaklığı gezegenimizde başka bir yolla da derin değişikliklere yol açtı. | Open Subtitles | لكّن حرارة الأرض الداخلية قد أحدثت تغييراً عميقاً لكوكبنا بطريقة أخرى، |
| Evo'lar ile evo olmayanların arasını o açtı. | Open Subtitles | لقد أحدثت الفجوة بين المتطّورين والغير متطّورين |
| - Sesini çıkarırsan vururum. | Open Subtitles | إذا أحدثت أي ضجّة سأطلق النار |
| Eğer ses çıkarırsan bunu omurgana saplarım. | Open Subtitles | إذا أحدثت صوتا فسأدفع هذه |
| Bu gemide bir isyan kışkırttığında bu görevinden feragat etti. | Open Subtitles | لقد جردت من ذلك الدور عندما أحدثت عصيان على متن هذه المركبة |
| İnternet yenilik patlamasına sebep oldu. Çünkü açık bir mimari yapı üzerine inşa edildi. | TED | أحدثت الإنترنت انفجارا في الابتكارات، لأتها بنيت على تصميم بنائي مفتوح. |
| Ameliyat olmasına sebep olan kafa travması erken tetiklemiş olabilir. | Open Subtitles | ربّما إصابة الرأس التي تطلبت جراحة له قبل 3 سنوات قد أحدثت بداية مبكّرة. |