| aile bireylerinin onu hayal kırıklığına uğratma ihtimaline karşılık hazır bekliyor. | Open Subtitles | يحبّ أن يظلّ متحضّرًا ما إذا خيّب أحد أفراد الأسرة أمله. |
| 1980'de bir başka aile ile ona başlamıştım. | TED | وقد بدأتها مع أحد أفراد الأسرة عام 1980. |
| Bir aile üyesinin sağIığına kavuşması, savaşın veya kıtlığın bitmesi gibi... | Open Subtitles | شيء من هذا القبيل أحد أفراد الأسرة صحة أو نهاية الحرب أو المجاعة. |
| Yani aileden biri olduğunu mu düşünüyorsun? Onunla bir ilgisi mi var? | Open Subtitles | إذاً تعتقد بأنه أحد أفراد الأسرة له علاقة بالأمر ؟ |
| Ta ki aileden biri kurşunlanana kadar, işte o zaman olay bambaşka bir şeye dönüşüyor. | Open Subtitles | حتى يُقتل أحد أفراد الأسرة فيتجه الأمر إلى إتجاه آخر |
| Dinle canım, cesedi teşhis etmek için bir aile üyesi gerekiyor. | Open Subtitles | أسمعيني، حبيبتي يحتاجون إلى أحد أفراد الأسرة للتعرف على الجثة |
| Protokol gereği aile bireylerinin birinden imza almam gerekiyor. | Open Subtitles | ووفقاً لسياستنا، أحتاج إلى توقيع من أحد أفراد الأسرة. |
| Bir aile üyesiyle ilgilenmek hastane kurallarına aykırı. | Open Subtitles | هذا ضد بروتوكول المستشفى علاج أحد أفراد الأسرة |
| Kaçıranlardan biri ya da bir aile üyesi hastaysa niye paraya ihtiyaç duydukları anlaşılır. | Open Subtitles | إذا كان أحد الخاطفين أو كان أحد أفراد الأسرة مريضا هذا من شأنه أن يفسر لماذا يحتاجون الى المال |
| Bu odada kaç kişinin mental hastalığa sahip bir aile ferdiyle büyüdüğünü sorsaydım, birkaç el kalkardı. | TED | إذا كان لي أن أسأل كم عدد الناس في هذه القاعة نشأ مع أحد أفراد الأسرة الذين عانوا من مرض عقلي، أراهن أن قليلا من الأيدي سترتفع |
| Bir meslektaşınızın, komşunuzun yahut aile bireyinizin hafıza suçlusu olduğundan şüpheleniyorsanız-- | Open Subtitles | إذا كنت تشك في زميل، جار أو أحد أفراد الأسرة كونه مجرم الذاكرة... |
| Barışmanın anlamı genelde, kurbanın aile bireyleri cezaevine kadar gidip birden karısını veya çocuğunu öldüren bu adamı affetmeye karar vermeleri oluyor. | Open Subtitles | المصالحة هي في الأساس عندما يكون أحد أفراد الأسرة "ضحيّة... حيثُ يرقصون "الفالس وهم ذاهبون إلى السجن ، ويقرّروا |
| Barışmanın anlamı genelde, kurbanın aile bireyleri cezaevine kadar gidip birden karısını veya çocuğunu öldüren bu adamı affetmeye karar vermeleri oluyor. | Open Subtitles | المصالحة هي في الأساس عندما يكون أحد أفراد الأسرة "ضحيّة... حيثُ يرقصون "الفالس وهم ذاهبون إلى السجن ، ويقرّروا |
| Tercihen bir aile ferdi üzerinde. | Open Subtitles | ويُفضل على أحد أفراد الأسرة |
| Ancak saldırı bir aile mensubunun İnsan Kabuğu adında bir cihazı kullanmasıyla... | Open Subtitles | لكنّ، الهجوم أُحْبِط عندما إستخدم أحد أفراد الأسرة ...جهازاً يعرف بإسم الصدفة البشرية ! |
| Yale'e kabul edildiğimde aileden biri sordu "Yoksa kabul komitesini kandırmak için liberal (solcu) rolümü yaptın?" | TED | عندما تم قبولي في جامعة ييل، سألني أحد أفراد الأسرة إذا كنتُ قد تظاهرتُ أنني تقدمياً للحصول على قبول لجنة دخول الجامعة. |