| Geçen hafta, hesaplama yanlışından dolayı bir müşteri siparişini ücretsiz almış. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أدّى خطأ محاسباتي إلى حصول أحد العملاء على طلبه مجاناً |
| Buraya bir müşteri gelmeyeli ne kadar oldu Louis? | Open Subtitles | بالضبط متى منذ متى كان أحد العملاء هنا، هوه، لويس؟ |
| Uyuşturucuyla ilgileri varsa, şüpheli huysuz bir müşteri olabilir. | Open Subtitles | إذا كانوا متورطين في المخدرات، القاتل المجهول قد يكون أحد العملاء الساخطين. |
| Bu binada kalıyorum ve daireme çıkmam için ajanlardan birinin beni kontrol etmesi gerektiğini söylediler. | Open Subtitles | أنا اعيش في المبنى وتم إخباري أنني أحتاج للتحقق مع أحد العملاء ليعطنى تصريحاً للولوج لشقتي |
| Hayır, ama hâlâ orada, ajanlardan birinin yanında. | Open Subtitles | لا، لكنه ما زال هناك مع أحد العملاء |
| Ateş açıldı. Allenwood Çarşısı. Bir ajan vuruldu. | Open Subtitles | طلقات نارية فى مركز ألينوود التجارى،و سقوط أحد العملاء يوجد العديد من المدنيين |
| Ondrej... geçen hafta burada bir müşterinin öldüğünü biliyor muydun? | Open Subtitles | أودري , هل تعلم أن أحد العملاء توفي هنا في الأسبوع الماضي؟ |
| Yoksa önemli bir müşteri mi gelecek? | Open Subtitles | أم سيحضر هنا أحد العملاء الكبار؟ |
| bir müşteri, iki yeni hikaye anlatmamaı istedi | Open Subtitles | طلب مني أحد العملاء أن أروي قصتين جديدة |
| Bir ajan vuruldu. Birkaç yaralı var. | Open Subtitles | طلقات نارية فى مركز ألينوود التجارى،و سقوط أحد العملاء يوجد العديد من المدنيين |
| Telefon dinlemeleri yapan birim mektupları kontrol eden birimden tamamen ayrıydı. Bunun mantıklı sebepleri vardı. Çünkü eğer Bir ajan Stasi'den ayrılırsa, bildikleri çok az oluyordu. | TED | الشخص الذي تنصت على المكلمات كان منفصلًا تماما عن الذي تحكم بالرسائل، لأسباب جيدة، لأنه إن استقال أحد العملاء من الستاسي معرفته صغيرة جدًا. |
| O bir müşterinin kuzeninin arkadaşıydı, ...bir tür bilim adamı, teknolojik şeyler için paraya ihtiyacı vardı, Tabor da | Open Subtitles | كان صديقا لقريب أحد العملاء نوع من العلماء، الذين يحتاجون إلى مساعدة لتمويل مشاريعه التقنية "المختلفة، اذا "تابور |