| Seni savundum, böyle bir şey yapacak kadar basit olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد دافعت عنكِ أخبرته أنكِ أرقى من أن تفعلي شيئاً كهذا |
| Bayan Scarlett, Yüzbaşı Butler geldi. Ona acı içinde yasta olduğunu söyledim. | Open Subtitles | حضر الكابتن بتلر لمقابلتك وقد أخبرته أنكِ في حالة حداد |
| Sana sevgilerini gönderdi. Yakında ziyaretine gideceğini söyledim. | Open Subtitles | يرسل لك قبلاته، أخبرته أنكِ سترينه قريباً |
| -Burada kalacağını da söyledin mi? | Open Subtitles | و هل أخبرته أنكِ ستقيمين هنا؟ |
| 18 yaşında olduğunu mu söyledin? | Open Subtitles | أخبرته أنكِ في الثامنة عشر ؟ |
| Öyle olmadığını söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرته أنكِ لست كذلك ؟ |
| Sana sevgilerini gönderdi. Yakında ziyaretine gideceğini söyledim. | Open Subtitles | يرسل لك قبلاته، أخبرته أنكِ سترينه قريباً |
| Ona kızgın olmadığını ve senin için endişelenmemesini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنكِ لستِ غاضبة ولا داعي للقلق عليكِ |
| Ona yıllardan beri karşılaştığım en ümit verici genç aktristin sen olduğunu söyledim. | Open Subtitles | -نعم أخبرته أنكِ أكثر ممثلة واعدة رأيتها خلال سنين |
| Sizi soruyor. Ona sizin meşgul olduğunuzu söyledim ama çok ısrarcı davranıyordu. | Open Subtitles | أخبرته أنكِ مشغولة، لكنه كان مصراً جداً |
| Bir kaç yıl önce Madrid'de, bir iki fidye işinde bana yardım ettiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنكِ ساعدتيني في بعض عمليات الاختطاف لطلب فدية [قبل عدة سنين في [مدريد |
| İlgilenmediğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنكِ غير مهتمة. غير مهتمة؟ |
| - Ben de onu yarın arayacağını söyledim. | Open Subtitles | -لذا أخبرته أنكِ ستتصلين به صباح غد |
| - Gelecegini ona söyledin mi? | Open Subtitles | -هل أخبرته أنكِ قادمة؟ |