| Bana, eğer hala hayatta olduğunu anlamış olsaydı, sana tüm gücüyle saldıracağını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنه لو علم أنكِ مازلتِ على قيد الحياة سيسعى خلف بالسُرعة القُصوى |
| Katherine! Buranın bir Dükkan olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عجباً , كاثرين لقد أخبرتيني أنه مجرد متجر |
| Sana anjin hastasıyım dediğimde senin de göğsünün sıkıştığını sanki atman gereken bir çığlık olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما أخبرتك عن ضيق صدري أخبرتيني أنه لديك ضيق في صدرك كأنه بداخلك صرخة لا يمكنك إخراجها |
| Aslında değilken bana neden iyi olduğunu söyledin? | Open Subtitles | لماذا أخبرتيني أنه كان بخير بينما هو ليس كذلك؟ |
| Sen bana her şeyi yapabileceğimi söyledin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنه يمكننى فعل أيّ شئ |
| Baban hayatta. Onun yıllar önce öldüğünü söyledin. | Open Subtitles | والدكِ حي، أخبرتيني أنه مات منذ سنين |
| Sadece el tutuştuklarını söylemiştin. | Open Subtitles | -أجل. لقد أخبرتيني أنه كان يمسك بيدها فحسب! |
| Çünkü popomu büyük gösterdiğini söylemiştin! | Open Subtitles | لأنكِ أخبرتيني أنه يجعل مؤخرتي تبدو كبيرة! |
| Nişanlının daha önce tıp fakültesine gittiğini mi söylemiştin? | Open Subtitles | خطيبكِ، أخبرتيني أنه درس الطب من قبل؟ |
| Bana sadece kırık birbacak olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنه مجرد كسر في الساق. |
| Baban olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني أنه ليس لديكِ والد |
| Bana kötü gittiğini söylemiştin, Rae! | Open Subtitles | (أخبرتيني أنه سار بشكل سيئ, (راي |
| Beyin tümörün olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنه لديّكِ ورم بالمخ |
| Bana öldüğünü söyledin! | Open Subtitles | لقد أخبرتيني أنه مات! |