| Havacılık dairesinden Chuck o uçakta iki yolcu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تشاك أخبرني انه كان هناك شخصان على متن تلك الطائرة. |
| Ama o bana özgür olmaya ihtiyacı olduğunu söyledi ben de bunu anladım | Open Subtitles | ولكنه أخبرني. انه كان بحاجة الى ان يكون حرا وأنا أتفهم ذلك |
| Bana başkalarıyla tanıştığını, konuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه قد قابل آخرون تحدث إلى آخرون |
| Anemi olduğunu ve uyuyamadığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه لديه فقر دم وهو لا يستطيع أن ينام |
| Bana, tüm sorularımızın yanıtlarının dışarıda olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه بالخارج هناك الإجابة على كل أسئلتنا |
| Kısaca beni sevdiğini söyledi ve tüm insanlar gidene kadar fazla bir şey söylemedi. | Open Subtitles | هو ببساطة أخبرني انه يحبني ولكنه لم يقل الكثير الا عندما رحل كل الناس |
| Bilmelisin senin kocan bana bekar olduğu söyledi ve dün gece biz sex yaptık. | Open Subtitles | عليكي أن تعلمي أن زوجك أخبرني انه أعزب ومارسنا الجنس ليلة الأمس |
| Bana boşanmış olduğunu söyledi ve eski eşinin... | Open Subtitles | لقد أخبرني انه مطلق و أن هذه زوجته السابقة |
| Sonra bir gece o salak herif geldi, sarhoştu ve bana köpeklerimin havlaması yüzünden çalışamadığını söyledi. | Open Subtitles | و من ثم في إحدى الليالي خرج ذلك الأحمق ثمل جدا و أخبرني انه لا يمكنه أن يعمل |
| Kapıcı, odasından televizyonun kaldırılmasını istediğini çünkü Rusların, onu ekrandan izlediğini düşündüğünü söyledi bana. | Open Subtitles | البواب أخبرني انه طلب منه أن يزيل التلفاز من غرفته لأنه يعتقد أن الروس يراقبونه من خلال الشاشة |
| Memurlardan biri sorgu odasından çıkmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ضابط أخبرني انه عليا الرحيل لغرفة الأستجواب |
| Tom'u aradım. Seni burada bulabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه يمكنني العثور عليك هنا |
| Charlie az önce bana Tonya'ya aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تشارلي لتوه أخبرني انه يحب تونيــا |
| Jakes onu bugün depoda gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | جاكس أخبرني انه راه اليوم في المستودع |
| - Bir de bomba yerleştirdiğini söyledi. | Open Subtitles | يبدو انه هناك قنبلة أمام باب منزلي الأمامي وهو أخبرني انه هناك قنبلة! الأسعاف |
| Bay Harper savunma tarafıyla görüşmemem gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | سيد هاربر أخبرني انه ليس علي التحدث مع الدفاع |
| Bir keresinde 450 kg'lık mavi yüzgeçli orkinos yakaladığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه امسك سمك تونة ملونة تزن الف باوند ذات مرة |
| Şiirlerime bakacağını söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني انه سيلقي نظرة علي شِعري. |
| Bana kiliseye gideceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه ذاهب الي الكنيسة |
| Donanmadaki dostum Zechariah'ın C-4'lerin yanı sıra askeri teknoloji çalmaktan ötürü de soruşturulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | صديقي في وكالة الكحول والتبغ والأسلحة النارية أخبرني انه في التحقيق بحادثة سرقة المتفجرات كان زكريا مشتبه به بسرقة تكنلوجيا عسكرية |
| Sorun olmayacağını söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني انه لا بأس في ذلك. |