| Bu doğru. O bir kaç hafta önce çemberden kayboldu. | Open Subtitles | ذاك صحيح , فقد أختفت من الحلقة قبل بضعة أسابيع |
| St. Helens Dağı ile Seattle arasında arkadaşım kayboldu. | Open Subtitles | صديفتي أختفت بين جبال سانت هيليلن و سياتل |
| Salondaki resimler de gitmiş. Aramızda bir hırsız var gibi görünüyor. | Open Subtitles | واللوحة التي بالردهة أختفت أيضاً يبدو أن هناك لصاً بيننا |
| Öteki uçakla konuşuyordum. Bir anda gitti! | Open Subtitles | لقد كنت أتحدث مع طائرة أخرى ثم أختفت العلامة |
| Evet, hikayeye göre kimse bunu onaylayamadan ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | أجل , في الحقيقة لقد أختفت طبقاً للقصة , قبل أن يتحقق من الأمر أي أحد |
| Lois'in ortadan kaybolduğu gece o gemide olduğunu kanıtlamakla başlayarak. | Open Subtitles | بدأيتة بـ أن اثبت انك كنت على تلك الرحلة في تلك الليلة التي أختفت بها لويس. |
| Komuta/Sonar: Akula termalden kayboldu, efendim. | Open Subtitles | من السونار للتحكم لقد أختفت الأكولا في حرارة الإنفجار |
| Zeka kayboldu, ve belki de çağlar sonra geri gelir. | Open Subtitles | أختفت البصيرة وسيكون وقت طويلاً حتى تعود |
| Çukurlar kazdım. X-Işını görüşümü kullandım. Ama sanki ortadan kayboldu. | Open Subtitles | حفرت حفراً وأستخدمت بصري الخارق ولكن كأنها قد أختفت |
| Emin olmamız gerekiyor Beyaz Oda boş. Büyük Ortaklar'ın aracısı ortadan kayboldu. | Open Subtitles | حسناً, الغرفة البيضاء فارغة وسيلة أتصالنا بالشركاء الكبار أختفت |
| Görünüşe göre Dr. Teng iz bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | على ما يبدو بأن الدكتورة تنغ أختفت من غير أثر |
| Güç hücreleri gitmiş. Araç çalışmıyor. | Open Subtitles | تم سرقتنا، أختفت خلايا الطاقة تعطلت المركبة |
| Tüm kapılar açık, hazine gitmiş. | Open Subtitles | جميع الابواب مفتوحة, لقد أختفت. |
| Ne oldu bilmiyorum. Ampuller bile gitmiş. | Open Subtitles | لا أعلم مالذي حدث حتى المصابح أختفت |
| Yıl 2007, içeriden birinin savları, büyük bir şirket tarafından pirinç ticareti yükseldi ve esrarengiz bir şekilde gitti. | Open Subtitles | في 2007 كان هناك مزاعم بالتجارة مع شركة قد كبرت وقد أختفت بغموض |
| Tüm iletişimi, radar profillerini, cep telefonu sinyallerini. Hepsi gitti. | Open Subtitles | جميع الإتصالات، بيانات الرادار، إشارات الهواتف الخلوية، كلها أختفت. |
| Telefonuna cevap vermeyi kesmiş ve bir kaç hafta önce de kaybolmuş. | Open Subtitles | لقد توقفت عن الرد عن المكالمات منذ أسبوع وبعد ذلك بحوالي أسبوع أختفت |
| - Kız kaybolduğu gün hastanede olması çok iyi bir bahane. | Open Subtitles | حسناً ، لو كانَ بالمشفى ، في اليوم التي أختفت بهِ فسيكون عذراً مقنعاً للغاية |
| Bugün onunla konuşuyordum. İki saniye arkamı döndüm ve o gitmişti. | Open Subtitles | معها هذا اليوم ، وأدرت لها ظهري لثانيتين ، وبعدها أختفت |
| Cüzdanı ve saati kayıp yatak odasındaki diğer değerli eşyaları ile birlikte. | Open Subtitles | ومحفظته وساعته قد أختفت. مع بعص من الحاجات الثمينة من غرفة نومه. |
| Maalesef arabayı pit stop yaptığımdan geri döndüğümde ortada yoktu. | Open Subtitles | ولسوء الحظ ، وقفتُ على حفرة وعندما رجعت أختفت السياره |
| O akşam öğrendiğime göre 150 den fazla beysbol topu... oraya kaçmış, ve hiç birisi geri alınamamış, | Open Subtitles | هذه الليلة, علمت أن أكثر من 150 كرة أختفت خلف هذا السور ولم يراها أحد مجددا |
| Üçüncüsü kaybolduğunda bir numaralı şüphelimiz buradaydı. | Open Subtitles | مشتبهنا الأول محبوس هنا عندما أختفت الثالثة |
| Dünya için sen 1946'da kaybolan ve bir daha bulunamayan bir kız olacaksın. | Open Subtitles | بقدر تعلق الأمر بالعالم أنتي فقط لن تكوني أكثر من الفتاة الذي أختفت عام 1946 ولم تظهر أبداً |
| Ertesi gün kopya ortadan kaybolmuştu. Herhangi bir çıktısı yoktu. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي الشكوى أختفت والنسخة أختفت |
| Ve tahmin edin ne olmuştu? Güvenlik kamerası kayıtları kayıptı. | Open Subtitles | وأحزروا, كل اللقطات من كاميرات المراقبة أختفت |