| Görünüşe göre sen istediğini aldın tabi. Belediye başkanından yani. | Open Subtitles | يبدو أنك أخذت ما أردته من المحافظ على أي حال |
| Sen, sen o uçağı yetkin olmadan aldın, genç adam. | Open Subtitles | أنت ، لقد أخذت تلك الطائرة بدون تصريح ،أيها الشاب |
| Rachel sadece salata yedi, Joey de ufacık bir pizza aldı. | Open Subtitles | و رايتشل أخذت فقط طبق سلاطة و جوي طلب بيتزا للأطفال |
| Kardeşin kariyerini aldı, sen de ondan öç almak istedin. | Open Subtitles | أقصد أن أختك أخذت مهنتك و أنت أردت الانتقام منها |
| Sonraki şeyi biliyorum, benim Aston Martin'le gittiler sürtük benim anahtarımı almış olmalı. | Open Subtitles | ثم اختفوا وكذلك سيارتي الاستون مارتن العاهرة لا بد وانها قد أخذت مفاتيحي |
| Ama sen intihar etmek için ailenden izin aldın, öyle değil mi? | Open Subtitles | .. و هل أخذت أنت أذن والديك قبل أن تقرري الأنتحار ؟ |
| Müvekkilimizin rakiplerinden bu uyduruk davayı açmak için para aldın. | Open Subtitles | ولن تكون الأخيرة أخذت مالًا من منافسي عميلنا لتبني القضية |
| Ona köpeği sen mi aldın dersek beni kimin gönderdiğini bilecektir. | Open Subtitles | هل أخذت الكلب؟ والذي يعني حسناً ، إنه سيعرف من أرسلني |
| Beş bin dolarımı aldın, bana o harika ipuçlarını verdin... | Open Subtitles | حسناً , لقد أخذت ال 5 الاف واعطيتنى هذه الارشادات |
| Kupalarımı aldın ama kendin yapacak kadar bile cesaretin yok. | Open Subtitles | لقد أخذت أكوابي ولم تكن حتى لديك الجرأة لتفعلها بنفسك |
| Zamanın Yasalarının ben olduğumu fark etmem uzun yıllarımı aldı. | Open Subtitles | أخذت مني كل تك السنين لأدرك أن قوانين الوقت لي |
| Ayağımı düze basmamda yardım edecek olan fahişenin izini bulmak birkaç ayımı aldı. | Open Subtitles | أخذت مني شهرين كاملين لتعقب التنورة التي كانت ستساعدني على النهوض مرة أخرى. |
| - Gelebilmen çok güzel. - Oldukça zaman ve uğraş aldı. | Open Subtitles | لذا من الجيد وصولك .. لقد أخذت الكثير من الجهد والتعب |
| Ve böylece, Anuj, yardım kuruluşuyla edinilen kamu yararı adına sıtmayla savaşmak için gereken. girişimcilik riskini almış oldu. | TED | ولذا، أخذت أنوج مخاطر الأعمال هنا في أفريقيا لإنتاج سلع عامة كانت تم شراؤها بواسطة مؤسسة مساعدات للعمل في الملاريا. |
| Evet. Fransız mutfağı için 6 ay önce ders almıştım. | Open Subtitles | نعم , أخذت صف الطبخ الفرنسي قبل ستة أشهر تقريبا |
| Polisler uğrayıp çamaşırhanede yakaladığımız malı götürdü. Tüyo için teşekkür ederim. | Open Subtitles | و الشرطة حضرت و أخذت المواد المهربة التي صودرت في المغسلة |
| Ama söyleyin, Matmazel Duveen, bıçağı Mösyö Bex'in ofisinden niçin aldınız? | Open Subtitles | اذن اخبرينى انسة دوفينى لماذا أخذت السكين من مكتب تاسيد بكس؟ |
| Hanno'nun babası aldığım hayatların... ne ilki ne de sonuncusu. | Open Subtitles | والد هانو ليس الاول ولا الاخير من الذين أخذت حياتهم |
| Donger aradı şimdi, onu bıraktığını söyledi, özel bilgisayarından bilgileri almışsın ve bir tomar eski posta pulunu yalamışsın. | Open Subtitles | دونجر أتصل للتو وقال أنك تخليت عنه أخذت المعلومات من جهاز كمبيوتر سري، ولعقت لفة من طوابع البريد النادرة |
| - Onları "kabir"e götürdüm ve içeriye kilitledim. - "Kabir" nedir? | Open Subtitles | أخذت 'م وصولا الى المقابر وتخوض' م فيها. ما هو ومقابر؟ |
| Ama ben yatmıştım. Üstelik uyku hapı da aldım. Korkarım cevabım hayır. | Open Subtitles | أنا في السرير، وقد أخذت حبة منومة لذا أخشى أني لن أقبل |
| O yüzden cesedini parka götürdün sıradan uyuşturucu meselesi gibi gösterdin. | Open Subtitles | لذا فإنّك أخذت جثتها للحديقة، جعلت الأمر يبدو كصفقة مُخدّرات عشوائيّة. |
| Ufak bir şey daha var: Paketlemeden önce çıplak fotoğraflarımı çektim biraz. | Open Subtitles | حسناً ، هناك إضافة صغيرة أخذت لنفسي صور عارية قبل أن أغلفّها |
| Dört seneden uzun sürdü. Yaklaşık 16 sene oldu. | TED | أخذت أكثر من أربع سنوات. أخذت 16 سنة تقريباً. |
| Böylece günlerini senin olması gereken her şeyi elinden aldığımı bilerek geçirebilesin. | Open Subtitles | لتمضي كلّ أيّامكِ مدركةً أنّي أخذت كلّ شيء يفترض أنْ يكون لكِ |
| Söylediğine inanmıyorsun, eğer inansaydın işimi bu kadar çabuk kabul etmezdin. | Open Subtitles | أنت لا تصدقين ذلك .. لو صدقتيه لما أخذت مكاني بسهولة |