"أدركت أنه كان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğunu anladım
• olduğunu farkettim
• olduğunu fark ettim
• fark ettim ki
• olduğumu farkettim
• olduğunun farkına vardım

Şimdi büyüdüm ve yaptığının numara olduğunu anladım.
الآن بعد أن كبرت، أدركت أنه كان مجرد ردة فعل

Ama bir gün onu yitirince son kez olduğunu anladım.
...وبعد ذلك عندما ... وعندما لم أعد أحصل على ... ... أدركت أنه كان في الأخير...

Sonra bir gün, sana karşı hissettiğim tek duygu olduğunu farkettim.
في أحد الأيام, أ... أدركت أنه كان كل ما أنا عليه.

Onunla tartışmanın saçma olduğunu fark ettim, ve ona sadece satın alan kişinin adıyla adresini sordum.
أدركت أنه كان من العبث أن أجادله لذا طلبت منه فقط اسم المشتري، وعنوانه

fark ettim ki sepet gibi göğsünü bana açmak istiyordu.
أدركت أنه كان يريد كشف صدره لي والذي كان يشبه سلة الخوص.

Ama zaman geçtikçe haksız olduğumu farkettim . Kızgın olmamalıydım.
مع الوقت، أدركت أنه كان يجب ألا أشعر بالغضب

Ama kısa süre sonra onun rahatsız hatta deli olduğunun farkına vardım.
... لكنني سرعان ما أدركت أنه كان مضطربا مجنون، حقاً

Önce Alice olduğunu düşündüm, sonra komşumuz olduğunu anladım.
"في البداية إعتقدت أنها كانت"ألــس ثم أدركت أنه كان "جارنا,"بريت توهي

Sloane'u temize çıkaracak kanıtı Müdür Bell'e vermek üzereyken onun da Güven'in üyesi olduğunu anladım.
(كنت على وشك إعطاء الرئيس (بيل (دلائل تُبرّر (سلون "عندما أدركت أنه كان عضواً في "الثقة

Onun gerçek dışı olduğunu farkettim. şey, bu da bir kurtuluş.
لقد أدركت أنه كان أمرا غير واقعيا - حسنٌ هذا مُريح -

- Aranızda bir bağ olduğunu fark ettim.
أدركت أنه كان هناك اتصال بينكما ..

Sonra onun haklı olduğunu fark ettim.
وعندها أدركت أنه كان محق

Ama savaş muhabirliği yaptıktan sonra fark ettim ki başka erkekler de en az benim kadar...
لكن بعد تغطيتي الصحفية للحرب أدركت أنه كان هناك الرجال الذين ...كانوا بالمثل أيضاً

Sonra buraya dönmek zorunda olduğumu farkettim çünkü içimde bir yerlerde, buraya dönme zorunda olduğumu her zaman düşünüyordum.
...أدركت أنه كان يجب أن أحضر , حتى دائماً ما فكرت أنه يجب ...أن أحضر إلى هنا