| Debbie beni çağırdı ve bir 38'likle iki tabancayı gösterdi. | Open Subtitles | ،طلبت منى الذهاب إلى السيارة ثم أرتنى بندقية عيار 38 محشية ـ ليس معقول؟ |
| Debbie beni çağırdı ve bir 38'likle iki tabancayı gösterdi. | Open Subtitles | ،طلبت منى الذهاب إلى السيارة ثم أرتنى بندقية عيار 38 محشية |
| Bana kazayı gösterdi, ve neler döndüğünü anlamamda bana yardımcı oldu | Open Subtitles | لقد أرتنى الحادثة ساعدتنى فى ان أفهم ماذا يحدث |
| Bana okul yıllığını gösterdi. Hiçbir şey hakkında vaaz verebileceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | أرتنى كتابك السنوي، لذا أنا لا أعتقد أنتِ قد تريدى محاضرتي حول أيّ شئ |
| Theresa adında bir kadın kalbimi açacak cesareti gösterirsem acım ne kadar çok olsa da sevebileceğimi gösterdi. | Open Subtitles | ...أمرأة تدعى تيريزا أرتنى ذلك إذا كنت شجاعا كفاية لأفتح قلبى يمكننى أن أحب ثانية لا يهم كم كانت كارثتى رهيبة |
| Hatta bana kendi yazılarından bazılarını gösterdi. | Open Subtitles | إرتاحت للغايه عندما أرتنى كتاباتها |
| Ama o bana sendika kartını gösterdi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أرتنى بطاقة نقابتها |
| Bana boynunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرتنى رقبتها |
| Bana boynunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرتنى رقبتها |
| Bana şantaj fotoğraflarını gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرتنى صور الأبتزاز |
| Bana şantaj resimlerini gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرتنى صور الأبتزاز |
| Bana parçalara ayrılmış kollar ve bacaklar gösterdi. | Open Subtitles | أرتنى أذرع مقطوعة وسيقان |
| Debbie, bana Carl'ın ordu üniforması giyerken bir fotoğrafını gösterdi. | Open Subtitles | لذا ديبى أرتنى صورة ل (كارل) بملابس التجنيد |
| Rebecca bize bunu gösterdi. | Open Subtitles | (ريبيكا) أرتنى هذا |
| Tetra bana gösterdi, | Open Subtitles | أرتنى تيترا، |