Bu da demek oluyor ki, tesiste bir yeraltı çıkışı var. | Open Subtitles | أي أنّه في مكان ما من ذلك المجمّع يوجد مخرج تحت أرضيّ |
3 kişi yeraltı sığınağının girişinin yakınında. | Open Subtitles | ثمّة ثلاثة عند المدخل المؤدّي للملتجأ التحت أرضيّ. |
D Bölgesi, yeraltı mahzeni. | Open Subtitles | المنطقة "د" حيث المستودع التحت أرضيّ. |
Sence istatistik olarak şansın ne kadardır. Eğer bir kara mayınına basarsan? | Open Subtitles | برأيك ، ما هي الاحتمالات بأن تقف على لغم أرضيّ ؟ |
Kız arkadaşımı becermeye karar verdiğin an bir kara mayınına bastın! | Open Subtitles | لقد وقفت على لُغم أرضيّ عندما قررت مُضاجعة عشيقتي! |
Beyaz yapraklı itüzümü. Evet, onları Etiyopya'dan getirmişler. Burada yetişen tek bitki onlar. | Open Subtitles | نبات أرضيّ أبيض الحواف الورقيّة، استوردوه من (إثيوبيا)، وكان النبات الوحيد الذي ينمو هنا. |
McKee buraya gelip itüzümü istemiş. | Open Subtitles | (ماكين) كان هنا يبحث عن نباتٍ أرضيّ. |
Komugi o kadın ve ahtapotla birlikte yeraltı deposunda. | Open Subtitles | (كوموجي) في المستودع التحت أرضيّ مع مرأة وأخطبوط. |
Bir yeraltı otoparkı olduğunu. | Open Subtitles | إنه مرآب سيارات أرضيّ |
368 katılımcı, uzun yeraltı tünelinden çıkmayı başardı; kendilerini tuhaf canlılarla dolu Numere Sazlıkları denen yerde buldular. | Open Subtitles | "اجتاز 368 متسابقاً النفق التحت أرضيّ" "ليجدو أنفسهم في أرضٍ ليس للبشر وطأها، مُعرّضين لحيواناتٍ ضارية غريبة" المعروفة بـ(مُستنقع الاكاذيب). |