Sonunda benliğimi kaybetmem için kendi dilini konuşmaya zorladı. | Open Subtitles | وأخيرا ، لكسر روح بلادي ،بداخلي أرغمني على التحدث بلغته |
Beni yapmaya zorladı. Ben değildim. Ben masumum. | Open Subtitles | لقد أرغمني على ذلك، لست الفاعل، أنا بريء. |
O beni zorladı. Sen benim kızımsın ve ona değmez. | Open Subtitles | هو أرغمني على ذلك أنتِ إبنتي وهو لا يستحقكِ! |
O gece, benim Zorla yıkanmamı isterken, adamın yaptığı bir şey vardı. | Open Subtitles | إنه أمر فعله الرجل بتلكَ الليلة التي أرغمني فيها على غسل نفسي |
Yap sunu. Bana Zorla ilk kez sigara içtiren çocuk gibi konustun. | Open Subtitles | انكِ تبدين مثل ذاك المتنمر الذي أرغمني على تدخين أول سيجارة لي |
Bu fuarlardan nefret ediyorum fakat babam Zorla katılmamı sağladı. | Open Subtitles | أنا أكره هذه المَعارض، لكن أبي أرغمني للمَجيئ. |
-Mike, ver şu parayı -Gel de al. | Open Subtitles | مايك أعده إلي أرغمني |
ama editör değiştirmem için zorladı. | Open Subtitles | لكن أرغمني رئيس التحرير على تغييره |
- Seni zorladı mı? | Open Subtitles | -هل أرغمكِ على فعل ذلك؟ -كلاّ، لقد أرغمني على فعل ذلك |
Bir şey beni oraya gitmeye zorladı. Ben... | Open Subtitles | شيءٌ ما أرغمني على الذهاب إلى هناك |
Sonra beni o videoyu çekmeye zorladı. | Open Subtitles | ثم أرغمني على تصوير هذا الفيديو |
Beni Kırpıcı'dan duyduğum her şeyi söylemeye zorladı. | Open Subtitles | أرغمني على إخباره بكل شيء قاله المُقْتص |
Özür dilerim. Beni zorladı. | Open Subtitles | أنا آسفة هو أرغمني على ذلك |
Dr. Townshend beni eski ve tehlikeli bir prosedür yapmaya zorladı. | Open Subtitles | لأن الدكتور ( تاونزهند ) أرغمني على إجراء عملية غير آمنة وعتيقة |
Ama Andrea bana Zorla, "Siyah Giyen Adamlar 1 ve 2"yi, "Matrix"i "Ulusal Hazine"yi, "Hulk"u seyrettirdi. | Open Subtitles | لقد أرغمني أندريا على مشاهدة رجال في الأسود 1 و 2, والماتريكس و الكنز الوطني و العملاق هلك |
Bana Zorla ilk kez sigara içtiren çocuk gibi konuştun. | Open Subtitles | انكِ تبدين مثل ذاك المتنمر الذي أرغمني على تدخين أول سيجارة لي |
Alerji falan sanmıştım ama okul müdürü beni Zorla gönderdi. | Open Subtitles | لقد ظنّنتٌ بأنّها حساسيّة لكنَّ رئيسي في العملِ أرغمني على الحضورِ |
Zorla getirdiler. | Open Subtitles | لقد أرغمني أصحابي على الحضور |
Bu hafta iki adamı öldürmemi sağladı. | Open Subtitles | لقد أرغمني على قتل رجلين هذا الأسبوع |
Benim burada yaptığınız şeyleri kendisine söylememi sağladı. | Open Subtitles | لقد أرغمني على كشف كل شيء |
Bunun bir kaç parçası Angela'nın eski kocasıyla yatmamı sağladı. | Open Subtitles | حسناً، جزء من هذا الشيطان الصغير أرغمني على معاشرة زوج (أنجيلا) السابق |
Gel de al. | Open Subtitles | أرغمني. |