| Zaten ona pek katlanamıyorum. | Open Subtitles | بعد ما حدث ، لا أستطيع الوقوف هنا على أي حال |
| Durup F4'ün parçalanmasını öylece izlemeye katlanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الوقوف ومشاهدة ..الـ إف4 بنفصلون مثل ذلك |
| Eşimi başka insanlarla birlikte görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الوقوف ومشاهدة زوجتى بين الناس |
| Burada dikilip, hepinizin böyle değiştiğini görmeye dayanamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف هنا فقط وأراكم تتغيرون جميعكم بهذه الطريقة |
| Korkunç sancım var, madam. Ayakta duramıyorum. | Open Subtitles | تشنجات رهيبة , سيدتي أنا بالكاد أستطيع الوقوف |
| Şimdiyse kafamın üzerinde durabiliyorum. | TED | لكنني الآن أستطيع الوقوف على رأسي. |
| Kaba bir ifade veya davranışa dayanamadığım gibi, çıplak bir ampule de tahammül edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف عارية أما مصباح مضيء ذلك تصرف مبتذل |
| * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * | Open Subtitles | خذنى إلى مكان لا أستطيع الوقوف به |
| Sizin gibi itleri bir arada görmeye katlanamıyorum. | Open Subtitles | لكنّي لا أستطيع الوقوف على مرأى العاهرات معًا. |
| Buna artık katlanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف هذا بعد الآن. |
| Önce sen öleceksin. Sana katlanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف على مرأى منكم. |
| Buna dayanamıyorum. Bu çok sağlıksız. Rory, lütfen o kahve fincanını bırak. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الوقوف هكذا روري ضعي كأس القهوة رجاءا |
| Çok acı çekiyor. İzlemeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | إنه يعانى الكثير من الألم لا أستطيع الوقوف لمشاهدته |
| Onların acı çekmesini görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف ومشاهدتهم يعانون. |
| Ben ... ben daha fazla dayanamam. | Open Subtitles | كلا، لا أستطيع الوقوف لا يمكنـني تحمل الضوضاء |
| Topuklu giymiş, çıplak, üzeri parlak sim kaplı, ağzında pinpon topu olan, üzüntülü bir kadına dayanamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف ورؤية عاريه بكعب عالي مطليه باللميع مرتديه زي كره الطاولة إمرأه في محنه |
| "Çünkü bastonsuz ayakta duramıyorum" dedim. | Open Subtitles | لأنّني لا أستطيع الوقوف حقّاً ... بدونِ عصاي |
| Sağ ayağımın üstünde duramıyorum, Duncan. | Open Subtitles | بالكاد أستطيع الوقوف على قدمي اليمنى، (دنكن). |
| Zar zor ayakta durabiliyorum. Eminim bizim kadar kötü olamazsın. | Open Subtitles | أنا متعبة بالكاد أستطيع الوقوف |
| Bir dakika! Bacaklarım! Ayakta durabiliyorum! | Open Subtitles | إنتظر أرجلى أستطيع الوقوف |
| Ama hiç dayanamadığım bir şey vardı... | Open Subtitles | لكن يوجد هناك شيء أنا فقط لا أستطيع الوقوف على الاطلاق |
| Ama sadece senin yalvarmanı duymaya dayanamadığım için. | Open Subtitles | لأنني لا أستطيع الوقوف مكتوف الأيدي وأنت تتوسلين |
| * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * | Open Subtitles | خذنى إلى مكان لا أستطيع الوقوف به |
| * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * | Open Subtitles | خذنى إلى مكان لا أستطيع الوقوف به |