| Kendine bir iyilik yap ve bu kadından uzak dur. | Open Subtitles | و أسدِ معروف إلى نَفسِكِ إبقي بعيدة عن هذه المرأة |
| O yüzden bana bir iyilik yap da göreve odaklan bizi öldürtme. | Open Subtitles | لذا أسدِ إلي معروفاً، ركز في المهمة وحاول إبقائنا على قيد الحياة |
| Bana bir iyilik yap. Zihnindeki saati 6:30'a kur ve beni ara. | Open Subtitles | نعم, أصغِ, أسدِ لي معروفاً, إضبط منبّهك الذهني على الساعة 6: |
| Neden herkese bir iyilik yapıp binadan ayrılmıyorsun? | Open Subtitles | اسمع، أسدِ الجميع صنيعاً وانتقل من هذه البناية. |
| Oradan uzak dur. - Nedenmiş o? | Open Subtitles | أسدِ لنفسك معروفاً بالإبتعاد عنها |
| Kendine bir iyilik yap ve avukatını ara. Hapise geri dönüyorsun. | Open Subtitles | أسدِ لنفسك خدمة وإتصل بمحاميك, ستعود إلى السجن |
| Robert, bir iyilik yap, bu gece için göğsüme bir yumruk at. | Open Subtitles | روبرت أسدِ لي خدمة ربما أكون محظوظا الليلة |
| Ama bana bir iyilik yap, bir dahaki sefere, böyle garip bir şey yapacağın zaman beni uyar da ben de kendimi hazırlayayım buna. | Open Subtitles | لكن أسدِ لي معروفـا ، المرة القـادمة التي ستفعل فيهـا أمرا غريبـا أعطني تنبيهـا كـي أحضر نفسي لشيء غير سـار |
| Bana bir iyilik yap. Bana zaman kazandırmak için bahisleri azalt. | Open Subtitles | فقط أسدِ لي معروفاً ، قُم بتأجيل الرهان حتى تمنحنى المزيد من الوقت |
| Ama işe yararsa, geri dönersem ve bir şey hatırlamazsam bana bir iyilik yap neler yaşadığımı sakın bana anlatma. | Open Subtitles | لكن لو نجح الأمر ، وعدت ولم أكن أتذكر أي شئ أسدِ لي معروفاً لا تخبرني أبداً عما قد مررت به |
| O yüzden lütfen bana bir iyilik yapın ve yaşadığım şeyleri değiştirmeye kalkmayın! | Open Subtitles | أسدِ لي معروفاً ولا ترجعي بالتاريخ الذي عشت أنا من خلاله حسناَ ، كفى |
| Bir de kendine bir iyilik yap Corpus House'dan uzak dur. | Open Subtitles | و أسدِ لنفسكَ معروفاً و إبتعد عن (كوربس هوس). |
| Jade'den uzak dur. | Open Subtitles | أسدِ لي صنيعاً ودع (جايد) وشأنها |