| Bilirsiniz, arılar kümeler halinde dolaşır balıklar sürüler halinde... | TED | كما تعلمون ، النحل يأتي في شكل أسراب والسمك يأتي في شكل أفواج. |
| Bu üç kuralı uyguladığımızda birden bire bilrikte hareket eden sürüler görmeye başlıyoruz. Tıpkı kuş veya balık sürüleri gibi görünen sürüler bunlar. | TED | و عندما نطبق هذه القوانين الثلاث، نرى تلقائيا تجمعات و التي تبدوا كتجمعات الأسماك أو أسراب الطيور. |
| Ana fikir, büyük grupları veya sürüleri oluşturmak için bir araya gelmeleri. | TED | الفكرة الأساسية أنها تتجمع في مجموعات كبيرة أو أسراب. |
| Ama 2 yıldız üssü 10 avcı filosu ve bölgede devriye gezen 2 keşif uçağı vardı. | Open Subtitles | تبدو مثل مركبتي أم مع 10 أسراب من المقاتلات وطائرتين بدون طيار تقومان بدورية في المنطقة |
| Daha derinlerdeki ringa sürülerine ulaşmak için takım çalışmasına gidiyorlar. | Open Subtitles | لاستغلال أسراب الرّنكة الهائلة في الماء العميق |
| Yuvalarını Cape'in dışında kurarlar ve yavrulama zamanlarını ayarlarlar böylece tüyleri yeni çıkmış olan yavruları balık sürülerini takip ederken onlara katılabilirler. | Open Subtitles | تركت أعشاشها علي الرأس البحري وزامنت موسم تكاثرها بحيث يمكن لصغارها أن تشاركها في ملاحقة أسراب الأسماك. |
| Geçen gün üç farklı kuş sürüsü bizim eve çarptı. | Open Subtitles | ثلاثة أنواع مختلفة الأماكن من أسراب الطيور إصطدمت بمنزلنا |
| Deniz soğumaya başlayınca yunuslar sardalya sürülerinin yerini değiştiriyor. | Open Subtitles | عندما يبدأ البحر بالهدوء تُعيد الدلافين تحديد موقع أسراب السردين |
| Okyanuslardaki yunusların çoğu gibi onlar da genelde farklı aileleri içeren büyük sürüler halinde dolaşırlar. | Open Subtitles | و مثلها مثل بقية الدلافين في المحيط تسافر معا في أسراب هائلة تحوي العديد من العائلات. |
| Milyonlarcasi bir araya gelir, ...yollarina cikan kücük planktonik hayvanlarin tümünü filtreden geciren yüzlerce metre uzunlugunda sürüler olustururlar. | Open Subtitles | إنها تتجمع في أسراب هائلة بالملايين، تمتد في الماء لمئات الأمتار، فتقوم في طريقها بتصفية الماء من كل أشكال البلانكتون. |
| Yırtıcı düşmanlardan korunmak için kalabalık sürüler hâlinde geziyorlar. | Open Subtitles | يعيشون في أسراب هائلة، كطريقة للدفاع ضدّ مفترسيهم العديدين |
| 50 kilometre uzakta, mürekkep balığı sürüleri süratle yüzeye yükseliyor. | Open Subtitles | على بعد ثلاثون ميلاً، أسراب سمكِ الصبّار يَتدفّقُ إلى أعلى نحو السطحِ. |
| Hayal edilemeyecek kadar çok balık sürüleri vardı. | Open Subtitles | كانت هناك أسراب كبيرة من السمك لا نتخيلها |
| Diriliş gemisine saldıracak avcı filosu, brifing için Hazırlık Odası 4'e gidin. | Open Subtitles | , لكل أسراب مهاجمة سفينة الإنبعاث يحضرون لتلقى توصيات المهمة بحجرة الإجتماعات الرابعة |
| Sumrular, derhal bir savunma filosu gönderiyor. | Open Subtitles | أسراب الخرشنة الدفاعية تُقلع على وجه السرعة |
| Kuyruklarını yüzeyin üzerine kaldırmaları aşağıya doğru ilerleyip muazzam kril ve ringa sürülerine ulaşmaları için gereken hareketi sağlıyor. | Open Subtitles | رفع ذيولهم فوق السطح يمنحهم ببساطة عزم نزولٍ كافٍ لبلوغ أسراب القريدس وأسماك الرنكة بالأسفل |
| Kuyruklarını yüzeyin üzerine kaldırmaları aşağıya doğru ilerleyip muazzam kril ve ringa sürülerine ulaşmaları için gereken hareketi sağlıyor. | Open Subtitles | رفع ذيولهم فوق السطح يمنحهم ببساطة عزم نزولٍ كافٍ لبلوغ أسراب القريدس وأسماك الرنكة بالأسفل |
| Sürrealistler karınca sürülerini tüketimi simgelemek için kullanmışlar. | Open Subtitles | استخدم السيرياليون أسراب النمل ليبرزوا الاستهلاك.. وهنا الفنان |
| Karıncaların belli bir türü, bitki biti sürülerini şeker damlacıkları için neden köle olarak kullanıyordu? | Open Subtitles | وما هو السبب في أن بعض الأنواع من أسراب النمل تبقي قمل النبات كعبيد لتوفر لهم الحليب مع قطرات من السكر |
| Kumru sürüsü, nehir yatağındaki palmiye adalarında yetişen bir ağaç türü. | Open Subtitles | "أسراب الحمام" هي شجرة تنبت في جزر النخيل في أسفل النهر. |
| Çoğunuz bu süper sevimli videoyu hatırlar, son TED'den, ancak kuadkopter sürülerinin hepsi bu kadar güzel ve sevimli değil. | TED | كثير منكم يتذكر الفيديو اللطيف من مؤتمر TED الأخير، ولكن ليست كل أسراب الـ كوادكوبتير لطيفة وجميلة. |
| Gelişleri sardalya sürüleriyle çakışmasına rağmen bu her yıl tekrarlanan olayda katılımcı olmaktan çok seyircidirler. | Open Subtitles | بينما يتزامن وصولهم ،مع أسراب السردين فربما هم مشاهدون أكثر من مشاركين في هذا الحدث السنوي |