| Çoğu zaman kokainle kafa buluyorlardı. Aptalca şeyler yapmaya başladılar. en kötüsü de Blue'ydu. | Open Subtitles | كانوا جميعاً يتعاطون الكوكائين باستمرار كانوا يرتكبون الحماقات ,وكان بلو أسوأهم |
| John Goodfellow, içlerinden en kötüsü. | Open Subtitles | جون جودفيلو قد يكون أسوأهم جميعاً |
| en kötüsü adi sarhoş Frank idi. | Open Subtitles | أسوأهم كان هذا الوضيع السكير المدعو فرانك . |
| Hayatımda bazı kötü kararlarım oldu ama... burada seninle bir ofisi paylaşarak çalışabileceğimi düşünmek en kötüsüydü. | Open Subtitles | , اتخذت قرارات سيئة كثيرة لكن التفكير أنه ربما يمكنني مشاركة مكتب معكِ كانت أسوأهم |
| Bazen biz günahkarlara da seslenir. Ve ben en kötülerinden biriydim. | Open Subtitles | أدرك الآن أنّه ينادي الخطاة أيضاً وكنت أسوأهم. |
| O en kötüsü olsaydı bile. | Open Subtitles | حتى لو كان أسوأهم |
| İçlerinde en kötüsü Rocco Dillon'dı. | Open Subtitles | و أسوأهم روكو ديلون |
| en kötüsü odur! | Open Subtitles | لكنها أسوأهم كلهم |
| Terrence her zaman senin, en kötüsü olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | تيرانس " كان يقول دوما" بأنك كنت أسوأهم |
| en kötüsü bile değildi. | Open Subtitles | ذاك لم يكن حتى أسوأهم... أنا بخير |
| Kesin olarak en kötüsü çocukları kaçırılanlar. | Open Subtitles | أسوأهم هي هـذه التي ... تـم خطف إبنهـَا |
| Herkül içlerindeki en kötüsü. | Open Subtitles | هرقل أسوأهم |
| - Yapamam. - Paul! Aralarındaki en kötüsü sensin. | Open Subtitles | لا يمكنني - بول)، أنت أسوأهم)... |
| Özellikle Slugworth. Oh Slugworth en kötüsüydü! | Open Subtitles | خاصة ذلك الـ ، سلجورث كان أسوأهم |
| En kötülerinden biri o. | Open Subtitles | هذه واحدة من أسوأهم |