Dur, seni duyamıyorum. sinyal çok kötü, senden mi benden mi? | Open Subtitles | مهلاً لا أستطيع الاستماع أشارة سيئة هل مني او منك ؟ |
Dün sabah Pasifik'ten gelen bir sinyal Force 316'daki göreviniz için geçici transferinize izni verdi. | Open Subtitles | نعم , وقد سلمتك البحرية إلينا وصلت أشارة أمس صباحاً من قيادتك فى المحيط الهادئ تخول نقلك لمهمة فى القوة 316 |
sinyal 1013. Bir polis memuru vuruldu. 6835 Amboy Caddesi. | Open Subtitles | أشارة 1013, ضابط شرطة قتل 6835 بشارع امبوي |
Bayan Bingley'den. Güzel! Bu da iyi bir işaret. | Open Subtitles | ـ أنها من الآنسة بنجلى ـ حسناْ هذه أشارة جيدة أيضا |
{\1c00FFFF}{\3c000000}{\4c000000}Asıl problem şu, sürekli Tanrı'nın bana bir işaret göstereceğini söylüyordu. | Open Subtitles | المشكلة الحقيقية أنها تستمر في قول ان الله سيريني أشارة |
- Sanırım bir patlama oldu. - Armadillo'nun sinyali kesildi. | Open Subtitles | المدرعة خارج المجال , أعتقد أن لدينا إنفجار , لا توجد أى أشارة من المدرعة |
M.O.D.O.K. onların dışarıda olmasını istiyor. Jarvis, M.O.D.O.K. ya da Kafatası'ndan herhangi bir iz var mı diye bir araştır. | Open Subtitles | جارفيس , أبحث عن أي أشارة لمودوك , أو الجمجمة |
Aynı okullara kabul edilirsek, bunu kaderin işareti olarak kabul ederiz. | Open Subtitles | لقد تم قبولنا في المدرسة ذاتها.. نستطيع أعتبارها أشارة من القـدر. |
Hala sinyal gönderiyorsun. Üzerinde verici var. | Open Subtitles | أنت ترسل يبدو أنهم مازالو لديهم أشارة عليك |
sinyal taracıları. Kalabalık gruplara bayılıyorsun. | Open Subtitles | شامل أشارة المراسلات أنت مجرد حيوان حفلات. |
Boku yemiş, dostum. Buradan gayet iyi sinyal almamız gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | هذا خطير جداً، يا رجل لابد أن نحصل على أشارة جيدة هنا، صحيح ؟ |
Dikkatli ol. Birine sinyal göndermeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | كن حذراً يمكنها ان تحاول ان ترسل أشارة الى شخص ما |
Bende arabanın bilgisayarına hata bulma testi yaptırdım, ve sonuç olarak korsan sinyal çalıntı araç kurtarma sistemine çıkıyor. | Open Subtitles | لذا قمت بأجراء تشخيص على كمبيوتر السيارة وأتضح أن أشارة القرصان أخترقت نظام كمبيوتر السيارة |
sinyal 8. otobanın Güney Körfez tünelini gösteriyor. | Open Subtitles | هناك أشارة جوال من قرب القناة في المنطقة الجنوبية |
Serbest piyasa, Haçlı Seferleri'nde yeni bir başlangıca işaret ediyordu. | Open Subtitles | أشارة البدء لحرب جديدة من حروب السوق الحر |
Açık bir Samanyolu ve sinsi bulutlar sisin yaklaştığına işaret eder. | Open Subtitles | طريق حليبى صافى وسُحب متدافعة أشارة بأن الضباب قادم |
Hayır, hayır. İşaret vermediler. Anlaşmada daha yapılmadı. | Open Subtitles | كلاّ، ليس هنالك أيّ أشارة بأنّ الصفقة فشلت. |
Sudan'ın kıyısında bir kıyıdalar ve dediğine göre G.S.M. sinyali varmış. | Open Subtitles | إنهم خارج الساحل الشمالي للسودان بناء على أشارة ج س م النظام العالمي للمواصلات |
Dosyamda hâlâ Ulik'in garip enerji sinyali var. | Open Subtitles | ما زالت لدي أشارة طاقة أولك الغريبة على ملف |
Glenn'in evine zaten baktım orada olduğunu gösteren bir iz bile yok. | Open Subtitles | , أنا بالفعل تحققت من منزل غلين وليس هناك أشارة على عدم وجوده هناك حتى |
Temel konu, benim için, tasarımın insan amaçlarının ilk işareti olması. | TED | المسألة الأساسية هي ، بالنسبة لي، أنّ التصميم هو أول أشارة لنوايا الإنسان. |
Bunu yaparak Abu Nazir'e hala bağlı olduğunun bir işaretini vermiş olucaksın. | Open Subtitles | ستكون هذه أشارة لأبو نزيز إنكِ ما زلت ملتزم بتنفيذ هذه الخطة. |
Dr. Totenkopf'u ararken bir radyo sinyalini Nepal'a kadar izledik. | Open Subtitles | نحن نتعقب أشارة للدكتور توتينكوف صادرة من نيبال |