Bir gün, kamptayken, Ashraf adında bir adamımız o da Sholapur'dan. | Open Subtitles | في يوم ما في معسكرنا، رجل يدعى أشرف كان من شولابور |
On iki çalışanı denetliyorum, çoğu bir başka alanda işe alınmaz durumda. | Open Subtitles | أنا أشرف على 12 موظف وأغلبهم لا يمكن تظيفه في أي مجال آخر |
Dolayısıyla senin onu bırakman onurlu bir hareket olur. | Open Subtitles | ولن تدعك، لذا أعتقد أن أشرف ما يمكنك فعله هو حل سبيلها |
Özel etkinliklere, genellikle de düğünlere nezaret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أشرف على المناسبات الخاصّة و أغلبها حفلات الزواج |
Beni buldu ve anlaşma sonucu verilen parayı idare etmemi istedi. | Open Subtitles | وجدني وعرض عليّ أن أشرف على مسألة التعويض |
"Mağazada yapılan her satışı şahsen denetlemem mi lazım?" | Open Subtitles | أيجب أن أشرف شخصياً على كل عملية بيع فى هذا القسم ؟ |
O babanızın törenini yönetti, babası da büyükbabanızınkini. | Open Subtitles | هو من أشرف على تتويج والدك ووالده أشرف على تتويج جدك |
İlişkilerine boyun eğmek yerine onları sadece denetlerim. | Open Subtitles | يوفر لها ما لم أعد أستطيعه أنا بصراحة أشرف على علاقاتها بدلا من أستسلم لها |
Ben programımızın web sitesini yönetiyorum ve yapımcımızın ilgisini bu habere çekmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أشرف على موقع الإنترنت الخاص ببرنامجنا وأحاول أن أثير إهتمام المُنتِجة بهذه القصة. |
Ayrıca hayatın burada kuvvetli kolumun koruması altında huzur içinde devam etmesini sağlamak için varlığımla onurlandırmak üzere bu köyü seçtim. | Open Subtitles | وقد إخترت أن أشرف هذه القرية بحضوري مؤكداً أن تسير الحياة هنا بسلام تحت حماية يدي القوية |
Çamurlu bir bölgeye baraka inşa etmekten başka bir seçenekleri yoktu, bu da dışarıda oyun oynayan Hany'nin kardeşi Ashraf. | TED | لا خيار أمامهم إلا بناء كوخ على جانب حقل موحل، وها هو أشرف شقيق هاني، الذي يلعب بالخارج. |
Ayrıca değerli kardeşi Ashraf ile de eğlenceli ve güzel vakit geçirdik. | TED | كما قضينا بعض اللحظات الممتعة من الضحك والمتعة مع أخيه أشرف والذي يحبه هاني جداً. |
Bay Ashraf Taufiq Khan onu yeni Mumbai komiseri olarak atadı. | Open Subtitles | السيد أشرف توفيق ..وولته منصب ضابط في مومباي |
Şahsen, düzinelerce geminin yapımını denetliyorum. | Open Subtitles | {\an8} كنت بشكل شخصي أشرف على إنشاء العشرات من السفن, |
On dört farklı okul denetliyorum Seymour ama artık nasıl oluyorsa her geldiğimde seninle Simpson çocuklarından biri hakkında konuşuyor oluyorum! | Open Subtitles | أنا أشرف على 14 مدرسة (يا (سيمور و لأجل سبّب مّا، دائماً ما أجد نفسي (أتحدّث معك عن أحد أطفال الـ(سيمبسون |
Ona onurlu bir seçenek verdiğin için sana teşekkür etmek üzere. | Open Subtitles | لأشكرك لإعطائه فرصه لموتٍ أشرف |
Mahkeme kararıyla arkadaş olduğum onurlu bir insan bana bir zamanlar şöyle demişti; | Open Subtitles | أشرف من عينتهم المحكمة صديق قال لي |
25 kilometre ama iki büyük demir köprü yapımına da nezaret etti. | Open Subtitles | ستة عشر ميل ولكنه أشرف على بناء جسران كبيران للقطارات |
Memur beyler, beni anlamalısınız 73 gayrimenkulü idare ediyorum. | Open Subtitles | أيّها الضبّاط، عليكم أن تفهموا أنا أشرف على 73 ملكية |
Yeniden gösterimleri düzenlemek için aldıkları kör pilici benim denetlemem gerekiyormuş. | Open Subtitles | نعم ,أنا من المفترض أن أشرف على فتاة عمياء وُظفت لتحرير العائدات |
Ronald Reagan, Berlin Duvari'nin yikilisini, Soguk Savas'in sonunu yönetti. | Open Subtitles | (رونالد ريغان) أشرف على سقوط جدار (برلين)، ونهاية الحرب الباردة |
Bilmenizi isterim ki tüm yüksek değerli koleksiyonları kendim denetlerim. | Open Subtitles | أريد إخبارك بأني أشرف على القطع الفنية المهمة شخصيا |
- Ah, evet. Evet, bahçedeki bütün çiçeklerin dikimini ben yönetiyorum. | Open Subtitles | نعم، أشرف على زراعة الأزهار في الحديقة |
Yaptığın şeyin yalnızlığı takdir edilesi ve ben de bunu onurlandırmak niyetindeydim. | Open Subtitles | العزلة لما تفعله هو أن تكون محترم وأنوي أن أشرف ذلك |
Murat Gaygusuz Editör: Sarahi Coello | Open Subtitles | تمت الترجمة بواسطةمينا أشرف ماجد بشري نتمني لكم مشاهدة ممتعة |
Yüzbaşı Roth, donanmanın veri şifreleme anahtarı protokollerinin yürütülmesini denetliyordu. | Open Subtitles | ملازم روث أشرف على تنفيذ قاعده بيانات البروتوكولات المشفره المتعلقه بالبحريه |
Hatta, Master öğrencilerime ImageNet fonu için kuru temizleme mağazamı tekrar açma konusunda şaka yapıyordum. | TED | مرةً، مازحت طلاب الدراسات العليا الذين كنت أشرف عليهم بأنني مستعدة لأفتتح مصبغة الملابس التي أمتلكها من جديد لتمويل ImageNet |