| Hayal kırıklığına uğradım Senatör. Hem de çok. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل يا سيناتور ، بخيبة أمل كبيرة |
| Ölü sayısı az olduğunda gerçekten Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | و أشعر بخيبة أمل اذا كان عدد الموتى قليل |
| - Leon.Hayal kırıklığına uğradım. - Kurye yakında burada olur. | Open Subtitles | يا ليون ، أشعر بخيبة أمل الشحنة سنكون هنا قريبا بما فيه الكفاية |
| Sadece böyle biri çıkman beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لكنني أشعر بخيبة أمل لأنني اكتشفت ما أنت عليه |
| Açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattın. Bana güvenirsin sanmıştım. | Open Subtitles | في الحقيقة أشعر بخيبة أمل قليلة بأنك لا تثق بي |
| Evet, telafisi oldu gibi fakat Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | نعم, هذا بحد ذاته تعويض. لكن أشعر بخيبة أمل. |
| Hayır, aslında acayip Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | آمل أن تكون سعيداً لا ، في الواقع ، أنا أشعر بخيبة أمل |
| Seni izliyordum, Vibe, ...ve söylemem gerek ki, son derece büyük Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | لقد كنت أشاهد لك، فيبي، ويجب أن أقول أشعر بخيبة أمل شديدة. |
| Biraz tombul. Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | إنه من النوع البدين أشعر بخيبة أمل |
| Gerçekten Hayal kırıklığına uğradım ve utandım. | Open Subtitles | أنا أشعر بخيبة أمل كبيرة، وأشعر بالحرج |
| # Hayal kırıklığına uğradım Acayip kızgınım # | Open Subtitles | ♪ أشعر بخيبة أمل ♪ ♪ أنا تتفاقم ♪ |
| Ama söylemem gerek, biraz Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | ولكن يجب أن أقول أشعر بخيبة أمل صغيرة |
| Hayal kırıklığına uğradım sadece. | Open Subtitles | انها مجرد أنني أشعر بخيبة أمل. |
| Tabii ki Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل في بلدها، ومن الواضح. |
| Kötü zamanlamandan dolayı, Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل في توقيتك السيء |
| Gerçekten de Hayal kırıklığına uğradım Efendi Bruce. | Open Subtitles | أنا... أنا أشعر بخيبة أمل حقا فيكم، يا سيد بروس. |
| Dr. Madden, Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | دكتور مادن، إنّني أشعر بخيبة أمل. |
| İtiraf etmeliyim ki bu sayı beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أعني, علي آعترف لك بهذا أشعر بخيبة أمل قليلة بشأن العدد. |
| İlerlemedeki eksiklik beni iki katı hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | إنّني أشعر بخيبة أمل مُضاعفة من عدم وجود تحسّن. |
| Açıkçası bana güvenmemen beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | في الحقيقة أشعر بخيبة أمل قليلة بأنك لا تثق بي |
| Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın küçük hanım. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة أتجاءهك ِ، سيدة شابة |