| Sıcak ve yumuşak tutmak için her eklemini bükerken parmaklarını yüzümde gezdirdiğimi hatırlıyorum. | TED | أتذكر أنني أضع أصابعه قرب وجهي، وأنا أجمع كلا منجها لأبقيها لينة ورشيقة. |
| Bazen ben uyurken parmaklarını saçımda gezdirir ve benim farkında olmadığımı zanneder. | Open Subtitles | أحياناً وأنا نائمة يمرر أصابعه عبر شعري. يظنني لا ألاحظ ولكني ألاحظ. |
| Ve ben ne yaptığını merakla gözlemlerken, incecik parmakları pijamasının üstüne doğru kayarak, düğmeleri bulmaya çalışıyordu. | TED | وحينما كنت أتساءل ما الذي يدور في رأسه، امتدت أصابعه النحيله لقميص بيجامته تتحسس الأزرار. |
| Ayrıca parmak uçlarında barut kalıntısı olduğunu da fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت ، لاحظت ايضاً بقايا البارود على أطراف أصابعه |
| Ama parmaklarının arasında bir yerde örümcek ağları olduğuna emindim. | Open Subtitles | ولكن كنت متأكد من يمكن أن أشعر الشبكات بين أصابعه. |
| Biri parmaklarını Bal kavanozuna batırıyormuş gibi geldi bana. -Gina, o benim patronum. | Open Subtitles | يبدو كأن شخص ما يحاول غطّ أصابعه في جرّة هوني جينا إنه رئيسي |
| Konuşana kadar parmaklarını mı keseyim yoksa direk deşmeye mi başlayayım? | Open Subtitles | نبدأ بقطع أصابعه حتى يتكلّم أو نقفز مُباشرة إلى الأعضاء الخاصّة؟ |
| Konserden önce parmaklarını bir daha kontrol et. | Open Subtitles | لقد حرك أصابعه أكثر من مرة في هذا الكونسرت |
| Kıllı ellerini çatallı parmaklarını ve geceleri çıkan ve kadınların bacaklarına saplanan sivri tırnaklarını fark etmedin mi? | Open Subtitles | هل رأيتِ تلك الأيدي الكبيرة والمُشعرة ؟ وأصابعه الهزيلة والطويلة وبراجم أصابعه المُشعرة |
| Bir de gözümün önünde parmaklarını kırıyorsun. Bunu yapamazsın! | Open Subtitles | لقد كسرت أصابعه الملعونة في وجودى لم يكن هناك داعٍ لتفعل هذا |
| parmakları kavgadan kıpkırmızıydı... ve sözlüdeki bir öğrenci gibi konuşuyordu. | Open Subtitles | أصابعه كانت حمراء من القتال وكان يتحدث كتلميد بمدرسة |
| Delacroix'yi revire götür, parmakları kırıImış mı bir bak. | Open Subtitles | دين ؟ خذ ديلاكوا إلى المستشفى. لترى إن كانت أصابعه كسرت أم لا. |
| Pençe gibi ince parmakları arasında kanyak tutar ve açgözlü, ruhsuz suratında pişmiş kelle gibi bir sırıtış vardır. | Open Subtitles | والذي يمسك بكأس من البراندي في أصابعه التي كالمخالب وجشعه اللامحدود |
| Çocukken,yaklaşık altı aylıktan önce, eğer bir kazada parmak ucunu kaybederlerse, parmak ucunu yeniden oluşturacaklardır. | TED | عندما يبلغ الطفل ستة أشهر إذا فقد عقلة من أصابعه في حادث فسوف تنمو تلك العقلة |
| Gerek kalmayacak. parmak izlerini bir alalım hele. | Open Subtitles | إذن لا نحتاج للأنتظار كثيرا لأخذ بصمات أصابعه |
| Neşeli gün ise parmak uçlarının üzerinde, bekliyor dumanlı tepelerde. | Open Subtitles | و الصباح المرح يقف على رؤوس أصابعه على قمم الجبال الضبابية |
| ...parmaklarının ucunda dans ederken ve suluboyalarını alıp resim yaparken izlemek epey korkunç bir şey. | Open Subtitles | يرقص على أطراف أصابعه على بعض الموسيقى البلهاء و يقوم برسم كل أنواع الرسومات المضحكة بالألوان المائية |
| Felç vücudunu yavaşça kapatmşıtı, ayak parmaklarından başlayarak, bacaklarına gövdesine, el parmaklarına ve kollarına. | TED | تمكن الشلل من جسده ببطء، بداية من أصابع قدميه، ثم ساقيه، جذعه، أصابعه وذراعيه. |
| Saldırgan baş parmağı ve 3 diğer parmağının açıkça belli olan izlerini bıraktı. | Open Subtitles | المهاجم غادر تاركا أثرا واضحا لبصمة إبهامه وثلاثة من أصابعه |
| Gazetede adını okuduğum zaman, güzel şeyler yaptığını gördüğümde hâlâ aklıma dağınık saçlı o zayıf çocuk geliyor ve parmaklarında mürekkep olan. | Open Subtitles | عندما قرأت اسمك في الصحف تفعل هذه الأشياء العظيمة ما زلت أرى ولد صغير بشعره الفوضى والحبر على أصابعه |
| elleri kızın kanıyla kaplı, ve parmak izleri cinayet silahının üzerinde. | Open Subtitles | يداه مغطيتان بدمائها, و بصمات أصابعه على سلاح الجريمة |
| Önce kendi parmağının kopyasını yaptı sandım ama... | Open Subtitles | في البداية اعتقدت أن ذلك أثر عادي ولكن بتكرار أصابعه |
| Tam tersi. manikürlü tırnakları var ve parmaklarına lazer epilasyon yaptırmış. | Open Subtitles | بل على العكس تماما. الأظافر مقلمه الشعر على أصابعه مزالٌ بالليزر |
| Mini felç hastamızın nörolojik bulgularını ve sakarlığını açıklayabilir. | Open Subtitles | سكتة صغيرة قد تفسر الاعراض العصبية لمريضنا و أصابعه الدهنية |
| Tırnaklarında yüzünü kestiği kadının ve henüz tanımlanamayan üçüncü bir kişinin kan izleri bulunmuş. | Open Subtitles | وجدوا دماء من أصابعه ودماء من 000 من المرأه التى قَطع وجهها ودماء من 000 من شحص ثالث 000 |
| Casselli, Parmaklarındaki mürekkep kurumadan hapishaneden çıktı. | Open Subtitles | لقد كان د كاسيلى ياتى و يخرج من السجن قبل ان يجف الحبر على بصمات أصابعه |
| Bütün gün herkesi ziyaret edemese de, 156 mahkumu görmek istiyordu.Kucağıma alıp kaldırdım ve parmağını işaret etti | TED | كما تعلمون لم يستطع فعل ذلك كل يوم، لكنه أراد زيارة جميع الـ 156 سجين. وأقوم برفعه ويضع أصابعه عبر الزنزانة |