| Hayır, hiçbirinin bir bağı yok. Babam bunda ısrar etti. | Open Subtitles | لا، إنّهم خالون مِن الارتباطات والدي أصرّ على ذلك |
| Ona deli olduğunu söyledim ama ısrar etti. | Open Subtitles | أخبرتُه أنّه مجنون، لكنّه أصرّ على ذلك. |
| - Aslında, bunun için ısrar etti. | Open Subtitles | في الواقع، لقد أصرّ على ذلك. |
| Sanırım korumana bir dans borçlusun. Israr ediyorum. | Open Subtitles | أظنّك تدين لحارستك برقصة، أصرّ على ذلك. |
| Önce sen Komutan. Israr ediyorum. | Open Subtitles | أنت أولاً، أيها القائد أصرّ على ذلك |
| Yiyin. Israr ediyorum. | Open Subtitles | فلتأكلي، أصرّ على ذلك |
| Bölüm Başkanı ısrar etti. | Open Subtitles | رئيس القسم أصرّ على ذلك. |
| - Israr ediyorum, tamam mı? | Open Subtitles | -أنا أصرّ على ذلك, حسناً؟ |
| Israr ediyorum. | Open Subtitles | أصرّ على ذلك |