| Peki neden onu ziyaret etmek için hafta sonları Atlantic City'ye gidiyorsun? | Open Subtitles | إذا لماذا تذهب إلى مدينة أطلنطا بين عطلة نهاية أسبوع وأخرى لزيارتها؟ |
| Ve Atlantic City'deki o fahişeden... nasıl hastalık kaptığınızı tüm ofise anlatırım. | Open Subtitles | وسوف أخبر المكتب كاملاً وكيف أ صابكما مرض السيلان من تلك العاهرة في مدينة أطلنطا |
| Tedavi amacıyla Miami'ye veya Atlanta'ya gitmiş olabilecek insanlardan Jamaika devletine dolaylı olarak 5 milyon dolar kazandırdık. | TED | بشكل غير مباشر، وفرنا ٥ ملايين دولار علٍى حكومة جاميكا من الأشخاص الذين كانوا سيذهبون إلى ميامي أو أطلنطا للرعاية |
| Burada gene dayıya yaşadığı yer olan Atlanta'nın yerini haritada gösteriyor. | TED | وهذا هو جين يُري الخال أين هي أطلنطا على الخريطة حيث يسكنون. |
| Amacına göre çalışıyor Atlantik'in bu tarafında banka yatırımcılığı yapıyor. | Open Subtitles | لهذا يمكنه الإستمرار في هراء الإستثمار هذا في هذا الجانب من أطلنطا |
| Güney Atlantik'teki kasırga gücündeki rüzgarlar nedeniyle Falkland Adaları'na iniş yapmak zorunda kalmışlar. | Open Subtitles | في الخارج يتعامل مع الطقس رياح قوة الأعاصير في أطلنطا الجنوبية أجبروا على الهبوط في فلوكلاندس |
| - Bobby Jones Atlantalı. | Open Subtitles | !"ـ (بوبي جونز) من "أطلنطا !"ـ لقد قلت من "سافانا |
| Ve Atlantic City'deki o fahişeden... nasıl hastalık kaptığınızı tüm ofise anlatırım. | Open Subtitles | وسوف أخبر المكتب كاملاً وكيف أ صابكما مرض السيلان من تلك العاهرة في مدينة أطلنطا |
| Seni Atlantic City'ye kadar seni takip etti. | Open Subtitles | لماذا؟ تبعتك إلى مدينة أطلنطا , إنها تعرف بشأن أمرأتك الأخرى |
| Onu Atlantic City'de karım almıştı. | Open Subtitles | التي أعتطني إياها زوجتي في أطلنطا |
| - Atlantic City. - Atlantic City mi? | Open Subtitles | ـ نذهب إلى مدينة "أطلنطا" ـ مدينة "أطلنطا"؟ |
| Otelimize döndük. Burada Gene Natasha'ya da Atlanta'nın yerini gösteriyor Bu Kore'deki üçüncü gecemiz. | TED | عدنا إلى غرفتنا في الفندق، وكان جين يُري نتاشا أين هي أطلنطا. هذه هي ليلتنا الثالثة في كوريا. |
| 28 saatlik yolculuktan sonra Atlanta | TED | وهذا بعد 28 ساعة في أطلنطا ، إنها رحلة طويلة للغاية. |
| Atlanta'ya iki buçuk saatlik yolumuz var. | Open Subtitles | السادة المسافرون سنصل إلى أطلنطا بعد ساعتين ونصف |
| Neyse, bizi Atlanta'da güvenli bir yere götüreceksin. | Open Subtitles | وسوف نذهب إلى مكان آمن في أطلنطا وهي في حوزتنا ، أحمدك يا رب |
| Sydney'e gel ve bana Atlanta'ya eşlik et. | Open Subtitles | تعالى إلى سيدني بسرعة ورافقني في رحلتي إلى أطلنطا |
| Eğer Atlantik'te olsaydın, | Open Subtitles | (لو كنت في مدينة (أطلنطا |
| Atlantalı. Evli. Sabıkası yok. | Open Subtitles | من مدينة (أطلنطا)، وهو متزوج ليس له سجل إجرامي |