| Bu sözler önemsiz ve münakaşa yaratıcı olduğu için itiraz ediyorum. | Open Subtitles | إننى أعترض على ذلك لأنه أمر لا يهم كما أنه جدلى |
| Bu sorgulamanın tamamına iftira niteliğinde olduğu gerekçesiyle itiraz ediyorum. | Open Subtitles | إنّي أعترض على هذا الخطّ الكامل من الأسئلة كأنّها تشهيريّة |
| Savunma makamının görece önemsiz bir konu üzerinde üstelemesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | سيادة القاضي ، هذا السؤال جدلي أعترض على مضايقة المحامي للشاهد بشأنتلكالنقطةالثانوية. |
| Şartlı tahliye edilenlerin toplantımıza katılmasına itirazım var ve bunun resmi transkırıpe eklenilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعترض على وجود من هم بفترة إطلاق السراح المشروط لإجتماعنا وأريد إضافة ذلك إلى محضر الجلسة الرسمي |
| Objektif bir seçim ama karşı çıkmak zorundayım çünkü takomu tek başıma yemek isterim. | Open Subtitles | إنه اختيار سيء علي أن أعترض على اختياراتك وأتمنى لك الاستمتاع بالتاكوس لوحدك |
| Pekala. Olay şu ki, defile olayına ahlaki boyutuyla karşı çıkıyorum. | Open Subtitles | حسنا, الأمرهو, أني أعترض على حفل الأزياء من الجانب الأخلاقي |
| Sayın yargıç bu görüşmeler sırasında savunma avukatının yaptığı hafifliğe itiraz ediyorum. | Open Subtitles | يمكنك أن تنزل سيدى القاضى إننى أعترض على هذه المذكرة الهزلية |
| Sayın yargıç, bu ticari ilana itiraz ediyorum. | Open Subtitles | يا سيادة القاضى ، إننى أعترض على هذا الإعلان التجارى |
| - Sesinizin tonuna itiraz ediyorum. - Emir aldım. | Open Subtitles | انا أعترض على هذا الأسلوب أنا لدي أوامري |
| İtiraz ediyorum, efendim. | Open Subtitles | بمثل هذا الإفراط في الخشوع أُنا أعترض على هذا يا سيّدي |
| Bu saatte çağrılan tanığa itiraz ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعترض على إستدعاء هذا الشاهد في هذا الوقت |
| Bu tanığa itiraz ediyorum. Dayanaktan yoksun. | Open Subtitles | أعترض على هذا الشاهدة لا نعلم مدى خبرتها |
| - Ona küçük kız demene itiraz ediyorum. - Sen de kimsin? | Open Subtitles | أنا أعترض على مناداتك لها بالفتاة الصغيرة |
| Onları öldürmeye itiraz ediyorum, ama bundan fazlası var. | Open Subtitles | أنا أعترض على قتلهم, لكن الموضوع أكثر من ذلك |
| Ama böbreğime ihtiyacı olana kadar bana yalancı diyerek görmezden gelmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و لكنني أعترض على تسميتي بالكاذبة و تجاهلها لي الى أن إحتاجت الى كليتي |
| Küfürlü konuşmaya itiraz ediyorum, ...ve söylemeyeceğim. | Open Subtitles | اني أعترض على استخدام الألفاظ النابية، وأنا لن أقول ذلك. |
| Bunu sevmedim, Shawn. Bu maskaralığa itirazım var. | Open Subtitles | هذا لا يروقني يا (شون)، أنا أعترض على هذه التمثيلية. |
| Yurtta kalmana karşı çıkmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أعترض على عيشك في سكن الجامعة |
| Şiddetle karşı çıkmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أعترض على "ذلك بشدة يا " هنري |
| Şarkıya değil, parazite karşı çıkıyorum. | Open Subtitles | ، لا أعترض على الأغنية . بل على التشويش |
| Varoluşuna karşı çıkıyorum. | Open Subtitles | أعترض على ذلك القائمة. |