| Umarım acıkmışsınızdır, çünkü bugüne özel, ...çok leziz italyan düğün çorbası yaptım. | Open Subtitles | آمل انكم جائعون لأنني أعددت حساء ايطالي من القلب يقدم في الزفاف |
| Birileri malzemeyi aylardır kaçırıyor. Mazzara'nın tanıdık dostlarını içeren bir liste yaptım. | Open Subtitles | . شخص ما كان يستولي علي الإمدادات الطبيبة لأشهر لقد أعددت قائمة |
| Güney Kore'deki hayata alışmak kolay olamamasına rağmen bir plan yaptım. Üniversite giriş sınavına çalışmaya başladım. | TED | ورغم أن التأقلم على الحياة في كويا الجنوبية لم يكن سهلاً إلا أنني أعددت خطة. وبدأت أدرس لإختبارات الإلتحاق بالجامعة |
| İki kişilik, altı saatlik vardiyalar hazırladım. Herkes nöbet listesinde. | Open Subtitles | أعددت نوبة من شخصين كل 6 ساعات كل له ميعاد |
| Bu yüzden bir feragat sözleşmesi hazırladım, bir felakete karşı sizlerin imzalaması için. | Open Subtitles | لذا فقد أعددت لكن وثيقة تنازل كي توقعن عليها في حال وقوع كارثة |
| Birkaç yıl önce, video oyunlarının tarihi hakkındaki bu eğitim videosunu yaptım. | TED | قبل عدة سنين أعددت هذه الفيديو التعليمي عن تاريخ ألعاب الفيديو. |
| Dinle, ben bürodan almak istediğim şeylerin bir listesini yaptım. | Open Subtitles | اسمع أعددت قائمة أغراض أود أخذها من المكتب |
| Dağınıklığı mazur görün. Ütü günüm. Kekleri az önce yaptım. | Open Subtitles | أعذرانى لهذه الفوضى ، فهذا يوم الكواء لقد أعددت بعض الكعك |
| Çok lezzetli güveç yaptım, ama saklayamayacağım çünkü plastik kabım yok. | Open Subtitles | أعددت طبقاً حلواً ولكنه سيفسد، لأني ليس لديّ علبة بلاستيكية. |
| Sana hindistan cevizi pilavı yaptım. | Open Subtitles | لقد أعددت لك بعض الأرز المخلوط بجوز الهند |
| Umarım yiyecek yeriniz vardır çünkü en sevdiğiniz tatlıyı yaptım. | Open Subtitles | آمل أنكم تركتم مكاناً، لأنني أعددت تحليتكم المفضلة. |
| - Tamam. Sizin için sandviç hazırladım. Bir de kafeinsiz buzlu çay. | Open Subtitles | لقد أعددت لكِ بعض الشطائر وأحضرت لكِ الشاي المثلج الخالي من الكافيين |
| Yeni iş geldiğinde, yeni yüksek fiyatlı teklifleri hazırladım ve gönderdim, kattığım değeri belirtmiş oldum. | TED | لذا عندما لاحت الفرصة. أعددت المقترحات بتسعيرتي المرتفعة الجديدة وبعثتهم وعرضتُ القيمة. |
| Ama TED için burada olduğum için, konuşmamı daha modern bir şekilde yapmaya karar verdim, TED ruhuna uygun bir şekilde, ve sizler için birkaç slayt hazırladım. | TED | ولكن حيث إنني هنا في تيد، قررت أن أقدم حديثي هنا بطريقة أكثر حداثة و من محيا أجواء تيد، أعددت لكم بعض شرائح العرض هنا |
| Böylece bu toplantı için iki plan hazırladım, iki stratejik plan. Küçük olan ve büyük olan. | TED | لذلك أعددت خِطَّتَيْن لهذا الإجتماع، خِطّتين إستراتيجيّتين إثنين. واحدة صغيرة و واحدة كبيرة. |
| 6 saatte bir değişecek, ikili gruplar ayarladım. Herkes listedeydi. | Open Subtitles | أعددت نوبة من شخصين كل 6 ساعات كل له ميعاد |
| Sevgiden mi, yoksa silahlarımızdan korktuğun için mi bu kadar iyi yemek yaptın? | Open Subtitles | هل أعددت الطعام حباً فينا أم خوفا من أسلحتنا |
| Geçen sene onlara karnıyarık, krokan ve soslu domuz budu yapmıştım. | Open Subtitles | أعددت طبق شوريزو لا زالوا يتكلمون عنه هذا جيد |
| İyi ki bütün bu dergileri bir şey olabilir diye hazırlamıştım. | Open Subtitles | كان هذا فقط لظروف كهذه لقد أعددت الكثير من هذا النوع من الكتب |
| Buna hazır olduğumuzu düşündüm ve kabul ettim. | Open Subtitles | و كنت في الحقيقة قد أعددت خاتماً لها و وافقت |
| Geleceğini hissetmiştim. Bil bakalım ne pişirdim. | Open Subtitles | أحسست بأنّك سـتأتي إحزر ماذا أعددت للغداء؟ |
| Bu seferi planladığınızda, bir gemi rölyefi hazırladın mı, aramaya gelsinler diye? | Open Subtitles | عندما خططت لهذا على عُجالة، هل أعددت زورق إنقاذ ليأتي ويبحث عنا |
| Evet, bunu bilmeyi ben de isterdim. Bunu sen kurdun, neden? | Open Subtitles | ،نعم، أود أن أعرف السبب أيضاً أعددت كل هذا... |
| Bizim için de yiyecek bir şeyler ayarladın mı yoksa sadece ufaklık için mi? | Open Subtitles | أعددت الطعام لنا جميعاً، أم لسموّه فحسب؟ |
| Telefon zincirini kurdum, toplanma noktalarını ayarladım, hatta postanedeki fıstığın kargodan para almamasını sağladım. | Open Subtitles | أنا جهزت كل شىء أعددت نظام الاتصال ومكان التجميع وجعلت فتاة البريد تتبرع بالنقل البحرى |
| Misafirlerimizi yerine götürme şerefini al. Senin için özel bir sürpriz planladım, tatlım. | Open Subtitles | اصحب ضيوف الشرف إلى أماكنهم أعددت مفاجأة مميزة خصيصاً لك يا عزيزتي |
| Ayrıca, özel bir elbise yaptırdım. | Open Subtitles | بجانب أنني أعددت ثوباً من نسيج مربع النقش |
| Kahvaltida biraz kafam iyiydi. biraz mutluydum. Yumurta yaptim. | Open Subtitles | انتشيت قليلاً على الفطور أعددت بعض البيض.. |