| İş hayatına girdikten sonra değiştiğimi biliyorum. Ama bunu itiraf etmek istemedim. | Open Subtitles | أعرف أنّني تغيّرت منذ أن بدأت عملي، لكنّي لم أرد الإعتراف بهذا. |
| Senin dairende olduğumu biliyorum, ama bu ayın kirasını ödedim. | Open Subtitles | أجل، أعرف أنّني بشقتكِ، ولكنّني دفعت إيجار هذا الشهر |
| Onu geri istiyorum. Geri alabileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أريد أن أستعيدها أعرف أنّني يمكنني إستعادتها |
| Bakın biliyorum sizlerden biraz daha büyüğüm ama Bob Hope da değilim. | Open Subtitles | أعرف أنّني أكبر منكم سناً، لكنّني لست عجوزاً مثل بوب هوب. |
| Geldiğim andan itibaren, seni dışarı çıkartacağımı biliyordum. | Open Subtitles | من اللحظة الّتي جئتُ فيها إلى هنا، كنتُ أعرف أنّني سوف أُخرجكِ. |
| biliyorum, bir süre burada değildim, ve sizler büyük marketin tasfiye satışına girdiğini zannettiniz. | Open Subtitles | أعرف أنّني لم أكن هنا لمدّة و كلّكم ظننتم انّ المخزن العام قد أفلس و توقّف عن العمل |
| Doktor randevusunu kaçırdığın için hayatını cehenneme çevirdiğimi biliyorum ama aslında bu yüzden değildi. | Open Subtitles | أعرف أنّني شكوتُ كثيراً بشأن تفويتك مواعيد الطبيب ولكن الأمر لم يكن حقيقة بشأن ذلك |
| Jo, yüzüme gözüme bulaştırdım biliyorum. Ama asla sorun çıksın istemedim. | Open Subtitles | رجاء، جو، أعرف أنّني عبثت لكنّ لم أقصد التسبّب بمشاكل |
| biliyorum, ilk bakışta fiziksel olarak görkemli görünmeyebilirim ama bir tilki tavşanının kararlılığı, bir yusufçuğun içgüdülerine sahip olduğum ortaya çıktı. | Open Subtitles | أعرف أنّني قد لا أظهر بارز الجسد للوهلة الأولى لكن إتضح ليّ أنّني أملك إصرار الأرنب السويسري وغرائز اليعسوب |
| Efendim, bunu iyi gizlediğimi biliyorum ama geçen hafta benim için biraz zor geçti. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي، أعرف أنّني أخفيتُ ذلك جيّداً، لكن كان الأسبوع الماضي قاسياً عليّ. |
| biliyorum, söylediğimi biliyorum. Ama evde ben de vardım. | Open Subtitles | أعرف، أعرف أنّني فعلت لكنني .كنتُ في ذلك المنزل أيضاً |
| Cuma günü gerçekleştirilecek sonbahar dansı için heyecanlıyız dersem, tüm yönetim adına konuşmuş olacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّني أتحدث نيابة عن الإدارة كاملة عندما أقول أننا متحمسين جداً لأجل حفلة رقص الجمعة |
| Onun gibi güzel birisinin yanına gidecek kadar cesaretim olmadığımı biliyorum. Ama o bana geldiği ve beni en harika kızı... | Open Subtitles | أعني، أعرف أنّني ما كنت لأستجمع شجاعتي لأخاطب فتاة بقدر جمالها. |
| Kendi aile hayatımda bir çok kez büyük hatalar yaptığım anları biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنّني مرّت عليّ ...بعض اللحظات كأمّ عندما شعرت أنّني أرتكبت أخطاءً فادحة |
| Seni yüzüstü bıraktım biliyorum. Seni hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | أعرف أنّني أخذلك أعرف أنّني أخيب أملك |
| Bu istediğim çok fazla biliyorum ama bu insanın hayatında karşısına bir kez çıkabilecek bir fırsat. | Open Subtitles | أعرف أنّني أطلب الكثير... لكن، يا إلهي... ، هذه فرصة تتاح مرّة واحدة في العمر. |
| biliyorum, doğrusu buydu. | Open Subtitles | حسناً. أعني، أعرف أنّني فعلت الصواب. |
| Ah, biliyorum yapmamalıyım. | Open Subtitles | أنا أعرف أنّني لا يجب عليّ ذلك |
| Son zamanlarda ele avuca sığmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّني كنت حقاً لا أطاق مؤخراً |
| Çünkü eğer çocuk sahibi olmasaydım eksik kalacağımı biliyordum. | Open Subtitles | لأنّي، لأنني أعرف أنّني سأشعر كإنسانة فاشلة... إذا لم يكن لدي أطفال. |
| O kadını tanıdığımı biliyordum. | Open Subtitles | وكنتُ أعرف أنّني أعرف تلك المرأة. |