| Sana verdiğim onca hediyeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما أفكر بكل الهدايا التي أعطيتك إياها |
| Sana verdiğim madalyonu açarsan anahtar haline geliyor. | Open Subtitles | إن فتحتي القلادة التي أعطيتك إياها ستصبح المفتاح |
| Sana verdiğim madalyonu açarsan anahtar haline geliyor. | Open Subtitles | إن فتحتي القلادة التي أعطيتك إياها ستصبح المفتاح |
| Senin yorumlarını merak ettiğim için verdim sana. | Open Subtitles | وبصراحة.. أعطيتك إياها لإني أريد ملاحظاتك |
| Üç basamaklı bir kod. size verdiğim kağıdın üzerinde. | Open Subtitles | إنه رقم ثلاثي، وهو على الورقة التي أعطيتك إياها |
| ..tüm ofisi baştan aşağı yeniledim ve sana verdim | Open Subtitles | لقد فعلت لقد بنيت الغرفة من جديد و أعطيتك إياها |
| Peki Sana verdiğim madalyon ? | Open Subtitles | وماذا عن السلسلة التى كنت قد أعطيتك إياها |
| Sana verdiğim algoritmalar nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كيف هو حالك مع المعادلات التيّ أعطيتك إياها ؟ |
| Şu kadın hakkında Sana verdiğim belge, Nerede? | Open Subtitles | الوثائق التي أعطيتك إياها عن المرأة أين هي |
| Sana verdiğim notları unuttun mu yoksa kasten mi göz ardı ediyorsun? | Open Subtitles | هل نسيت الملاحظات التي أعطيتك إياها أم انك اخترت أن تتجاهلهم؟ |
| Öncelikle Sana verdiğim görevler sorun çıkardı mı? | Open Subtitles | ولكن الاولويات اولاً هل قابلتك اى صعوبات فى المهام التى أعطيتك إياها ؟ |
| Seni aradım çünkü Sana verdiğim bilgi doğru olmayabilir. | Open Subtitles | أنا أكلمكِ لأقول لك أن المعلومات التي أعطيتك إياها لربما قد تكون خاطئة |
| Olası etkileri konusunda konuştuk ve Sana verdiğim değiştirilmiş rakamları sunmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ذهبت معه بالإحتماليّات وسنكون مضطرين لتعديل الأرقام التى أعطيتك إياها إننا مضطرين إلى ذلك |
| Ve Sana verdiğim değiştirilmiş rakamlarla gitmeliyiz. | Open Subtitles | وسنكون مضطرين لتعديل الأرقام التى أعطيتك إياها |
| Sana verdiğim hayat beklediğin bir hayat değildi. | Open Subtitles | أن الحياة التي أعطيتك إياها ليست هي التي كنت تتوقعها |
| Bir de Sana verdiğim kolyeyi takıyorsun! | Open Subtitles | أوه، انك ترتدي القلادة التي أعطيتك إياها |
| Hayır bilmiyorum. Bu yüzden verdim sana. | Open Subtitles | -لا، لهذا أعطيتك إياها |
| Bu size verdiğim listelerde geçmez çünkü verdiğim standart hizmetlerin dışında bir şey. | Open Subtitles | إنها ليست على أيٍ من القوائم التي أعطيتك إياها لأنها ليست خدمة قياسية أقدمها |
| - Posta memuru ve size verdiğim fotoğraflar. | Open Subtitles | عاملة البريد والصور التي أعطيتك إياها. |
| Columbus'un size verdiğim biyografisine bakma şansınız oldu mu diye merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت أتسائل ما إذا سنحت لك الفرصة... للنظر في السيرة الذاتية لـ(كلومبوس... ) التي أعطيتك إياها |
| Tüm kartları sana verdim. | Open Subtitles | كل المفاتيح التي كانت لدي، أعطيتك إياها |