| Davayı kazanmamızın en iyi yolu senin suçsuz olduğunu ilan etmemiz. | Open Subtitles | أفضل طريقة للربح بالقضية هو أعلان برائتكَ |
| Organların alınması için beyin ölümünün ilan edilmesi zorunlu. | Open Subtitles | يجب أعلان الوفاة الدماغية قبل أستئصال الأعضاء |
| Öğrenci birliğine bir gönüllü ilanı asacağız. | Open Subtitles | سوف نضع أعلان لمن يرغب في التطوع في اتحاد الطلاب! |
| Veridian'ın binalarını çevrecileştirdiğini gösteren reklamı izledim dün gece. | Open Subtitles | لقد رأيت أعلان فريدين الجديد عن تخضير المباني |
| Her neyse, CD çıkmak üzere, ve ilk reklam birazdan başlayacak. | Open Subtitles | بأيه حال, الألبوم سيطرح و أول أعلان على وشك أن يبث |
| Kulağıma böyle bir şey gelmedi. Gelseydi sarayda duyuru yapılırdı. | Open Subtitles | ليس هذا ما سمعته كان سيعود مع أعلان بالبلاط |
| Lowell Group'un geçen ay deodorant reklamında Eskimo kullandığından oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك أستعملت لويل أسكيمو في أعلان تجاري لمزيل الرائحة كان لديهم في الشهر الماضي, أتذكر؟ |
| Onu yasal olarak yetersiz ilan etmeyi düşünen olmuştur. | Open Subtitles | لابُد هناك أحد فكر بشأن أجباره عن أعلان العجز القانوني. |
| Amerika ve Kanada da dahil olmak üzere... 28 ülkede sıkıyönetim ilan edildi. | Open Subtitles | أعلان تطبيق الأحكام العرفية في 28 دولة ومن ضمنها الولايات المتحدة وكندا. |
| Haneleri tehlikeli ilan edilen ve haleflikten çıkarılması gereken Katolik York Dükü nerede? | Open Subtitles | أين دوق يورك الكاثوليكية الذي يريد مجالستنا أعلان خطير ويجب أن يكون مستبعد من الخلافة ؟ لماذا؟ |
| Bir gün radyoda dansçı ilanı duydum ve bu işleri bilirsin... | Open Subtitles | و في يوم ما سمعت عن أعلان في المذياع يبحث عن راقصين وأنت تعرف كيف يسير الأمر لذا... |
| McDonald's'ın penceresinde iş ilanı vardı. | Open Subtitles | مطعم "ماكدونالد" لديهم أعلان عند نافذتهم. |
| Üzerinde taze mal reklamı olan bir tırın gerçekten de sebze taşıdığını sanırdım. | Open Subtitles | دائماً ما كنت أعتقد أن الشاحنات ذات الثمانية عشر عجلة صاحبة أعلان خضار طازج كانت حقاً تنقل الخضروات |
| TV reklamı mı? | Open Subtitles | أعلان تتجاري تلفزيوني؟ |
| Belki reklam, belki de bilinçaltının hatırladığı eski bir isim. | Open Subtitles | عن أعلان.. او شخصية فى رواية, وتذكرتها لا أرادياً . |
| Önemli bir duyuru yapacağım. | Open Subtitles | . لدى أعلان هام بصددة |
| Onu At Dünyası'nda, masaj yağı reklamında bulursun. | Open Subtitles | ستحده في عالم الخيل , أعلان التمريخ |
| Aguado, departmanda bir bildiri yayınla! Gazetecilerle konuşulmasın. | Open Subtitles | أرسل أعلان أخبر به الجميع بعد الرد على أى استفسار تحت الضغط |
| Pekâlâ, başlamadan evvel merkezden bir duyurum var: | Open Subtitles | , حسنا , قبل أن نبدأ انا لدي أعلان من المقر |
| Bu, Dünya Merkez Kumandanlığından acil bir duyurudur. | Open Subtitles | هذه طوارئ أعلان... من قيادة الأرض المركزية. |
| Bir TV reklamımız var. Sana bir gösterecekler, tamam mı? | Open Subtitles | لدينا أعلان تلفزيونى سوف يقومون بعرض البعض عليك ؟ |
| Bağımsızlık Bildirgesini yazan adamla. | Open Subtitles | "لرئيسنا الثالث , كاتب "أعلان الأستقلال |
| Ve kazanan aynı günün gecesi açıklanacaktır. Fotoğraflarımda ne giyeceğim ben? | Open Subtitles | وسيتم أعلان اسم الفائزه بنفس الليله ماذا سأرتدي بصورتي؟ |