| Bir kaç gün önce onun bazı dosyaları kontrol ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | إنظر ؛ أعلم بأنهُ تم سحب بعض ملفات القضية قبل أيام. |
| biliyorum Onu şimdi incitmek istemiyor çünkü babasını ve her şeyini kaybetti. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنهُ لا يُريد أن يجرحها الآن لأنها قد آباها قد توفي قريباً |
| Ondan hoşlanmadığını biliyorum ama hatırım için onunla arkadaş olmalısın. | Open Subtitles | أعلم بأنهُ لا يعجبك لكن يجب أن تصبحا صديقينِ الآن مِن أجلي |
| Çok kadınsı olmadığını biliyorum, ...ancak hislerim öyle güçlüydü ki, denemeye karar verdim. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنهُ ليس أنثوياً جداً ،لكني شعرتُ بقوةٍ جداً نحوهُ إعتقدتُ بأنهُ إستحق المحاولة |
| Onun bir parçasının, halen orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | .. أنا, أنا أعلم بأنهُ جزءً منه مازال باقياً بداخلهِ و |
| Öyle görünmediğini biliyorum ama konuşma şeklim böyle. | Open Subtitles | أعلم بأنهُ لا يبدو كذلك و لكن هذا مجرد وسيلة للتحدث |
| - Yapmak zorunda olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنهُ لم يكُن يجدُر بي فعلُ ذلِكَ |
| biliyorum leila ile stüdyoyu almam gerekiyordu. | Open Subtitles | أعلم , بأنهُ كان من المفترض أن أهتم بالأستديو مع (ليلي) |
| Kulağa acımasızca geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنهُ يبدو قاسياً |
| - Bir şeyleri değiştirmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | -أنا أعلم بأنهُ يريد أن يغير الأمور |
| Bak, doğru yaptığımı biliyorum Mary. | Open Subtitles | كما ترين، أنا أعلم بأنهُ الصواب، "ماري" |
| Fakat geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعلم بأنهُ عاد |
| Sağlıklı olduğunu ve cesurca beni beklediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنهُ بكُل صحة ونشاط... ينتظرني. |
| - Saçmalık olduğunu ben de biliyorum! | Open Subtitles | أعلم بأنهُ لا يُعقل! |