| Bu adam çok kötü düşmüş. Ne demek istediğimi anlıyorsanız. | Open Subtitles | هذا الرجل يُعاني من أثر السقطة إذا فهمت ما أعنيه |
| Ve düşündüm de, wow, tek başına kalacak, demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | ظننت أنها ستقع في حبي من أول نظرة، أتفهم ما أعنيه ؟ |
| C, B, A. Statüler. Yani bir "Örnek Öğrenci" statüden başka nedir? | TED | هنالك مراتب، ما أعنيه ، ما هو الطالب المتفوق إلا مرتبة ؟ |
| Demek istediğim, sizde ve eşinizde bir tür şey var... | Open Subtitles | ما أعنيه هو أنك و زوجتك تعانون من نوع من |
| - Ne dediğimi anladın mı? - Ray, beni yalnız bırak! | Open Subtitles | ـ أتعرفين ما أعنيه ـ ابتعد عني يا راي، وأتركني وشأني |
| Hayır, hayır, hayır. Neden benim ne demek istediğimi dinlemiyorsun? | Open Subtitles | لا، لا، لا، لمّ لا تستمع إلى ما أعنيه أنا؟ |
| Yemek pişirirken yüksekte olmayı seviyorum, ne demek istediğimi anladın. | Open Subtitles | أود أن اكون مرتفعة عندما اطبخ، انت تعرف ما أعنيه. |
| Fikrimi oluşturmamda bana yardım etti, ne demek istediğimi anladıysan. | Open Subtitles | نوع ما ساعدني على موقفي إذا كنت تعرف ما أعنيه |
| Bütün boş vaktini onunla geçirirdi, ne demek istediğimi anlamışsındır. | Open Subtitles | قضى مُجمل وقت فراغه معها، لو كنت تعرف ما أعنيه. |
| Ne demek istediğimi biliyorsun. Sen o tür bir yırtıcı değilsin. | Open Subtitles | أنت تعلم ما أعنيه أنت لست ذلك النوع من الحيوانات المفترسة |
| Herkesin bir şeye ihtiyacı vardır. Yani, bunun nesi var? | Open Subtitles | ..الجميع محتاج لتعاطي شيء ما ما أعنيه ما قصة هذا؟ |
| Yani bu adam ligde 11 sayı turu* ile önde gidiyor. | Open Subtitles | ما أعنيه, هذا الشخص يتزعم الدوري بالجري 11 مرة في أرضه. |
| Herşeyi yeniden düzenlemiş. Yani herşeyi değil ama bazı şeylerin yerini değiştirmiş. | Open Subtitles | حسناً، ليس كل شيئ ما أعنيه قامت بتحريك بعض الاشياء وأعادت التنظيم |
| Dinleyin, demek istediğim bir çocuk bile görmeden sekiz dokuz ay geçirebilirsiniz. | Open Subtitles | اسمعوا، الذي أعنيه هو تمُرّ ثمانية، تسعة أشهر و لا ترى طفلاً |
| Demek istediğim şu ki, evimizde zaten birkaç İncil var. | Open Subtitles | الذي أعنيه هو أننا عندنا أكثر من توراه في المنزل |
| - Ne dediğimi biliyorsun. - Biliyorum. Tanrı seni kutsasın, hayattasın. | Open Subtitles | ـ أنكٍ تعرفين ما أعنيه ـ أعرف، أعرف، ليضفي الرب بركته علي أسلوب حياتنا |
| Yani diyorum ki, erkekler hep benimle ilgilendiler, etrafımda dolaştılar. | Open Subtitles | لا ، ما أعنيه هو أنّ الرجال دائمًا يهتمّون بأمري |
| Size yer çekimsel dalgalardan Kastettiğim şeyin ne olduğundan biraz bahsedeyim. | TED | لذلك دعونى أتوقف لحظة لأقول لكم ما أعنيه بموجة الجاذبية |
| Hayır, ciddiyim. Burada muhteşem bir iş çıkarmışsınız. | Open Subtitles | لا,أنا أعنيه أظن أنكما ستفعلان عملا رائعا |
| Şimdi, silahlarımızı kuşanmadan, şarkımızı söylemeden, ya da rengimizi seçmeden önce, devrim derken ne kastettiğimi tanımlamak istiyorum. | TED | والآن وقبل أن تهبوا، أو تبدأوا بالغناء، أو اختيار لون مفضل، أريد تحديد ما أعنيه بثورة. |
| Demek istediğim, yapmak istediğin özel bir şey var mı burada ya da ilgilendiğin bir gazetecilik alanı var mı? | Open Subtitles | ما أعنيه هو, إن كان أي شيء بالتحديد تود فعله هنا أو في أي مجال محدد تهتم به في الصحافة؟ |
| Dahası, O 5'den 2'ye, Morgan bitişlerine benziyor, onunla evlen. Neden bahsettiğimi biliyorsun değilmi? | Open Subtitles | بالأضافة إلى 2 إلى 5 أشخاص يدعون مورجان تزوجوها, هل تعلم ما أعنيه ؟ |
| Olabilir de. Bizim boş odalarda ışıkları açık bırakmamızdan bahsediyorum veya kimse evde yokken klimayı açık bırakmamızdan. | TED | ما أعنيه هو أننا نضيء الغرف الخالية و نترك مكيفات الهواء تعمل و لا أحد في المنزل |
| Sözüm sözdür ve öyle olduğuna göre tabi ki yemin ederim. | Open Subtitles | عندما أقول شئ,فأنا أعنيه جيداً و عندما أعنى ما أقوله,بالطبع سأقسم |
| Aslında bir kızın başarılı olmak için erkek gibi üniversiteye ihtiyacı olmadığını kastettim. | Open Subtitles | إذن، ماكنت أعنيه هو أنّ الفتاة ليست بحاجة لدراستها كالفتى من أجل تأمين مستقبلها |
| Anlatabiliyor muyum ofkeli seks yaparsin... Yani tavir takindigin seks. | Open Subtitles | أتفهم ما أعنيه ؟ ذلك الجنس الجائع ذلك الجنس |
| Benim de Demeye çalıştığım şu, Oliver çevresinde tanıdık şeylere ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | وكل الذي أعنيه أن أوليفر يحتاج إلى وجود أشياء مألوفة حوله الآن |