| Artık yalnız yaşıyorum. Hala arkadaşın olabilirim. | Open Subtitles | إنني أعيش وحدي لا زال بإمكاني أن أكون صديقك |
| Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum demek. | Open Subtitles | هذا يعني أنني أحياناً أعيش وحدي وأحياناً لا أعيش وحدي |
| Nişanı attığımdan beri, büyük, boş bir dairede yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | من أن انفصلت عن خطيبي أعيش وحدي في بيت كبير فارغ |
| -Ben yalnız yaşarken sürekli korktuğumu hissederdim. | Open Subtitles | عندما كنت أعيش وحدي كنت أخاف دائماً |
| Kyle burada yalnız yaşarken yıllar boyunca onlara güvendim. | Open Subtitles | (كايل) أعيش وحدي هنا، وأعتمد على كلاهما منذ أعوام |
| Uzun bir süredir tozun içinde tek başıma yaşıyorum. | Open Subtitles | منذ وقت طويل وأنا أعيش وحدي في هذا الرماد |
| 40 yaşındayım, tek başıma yaşıyorum ve bir market yönetiyorum. | Open Subtitles | عندي 40 سنة، أعيش وحدي و أدير محل بقالة |
| Annem, üniversite hayatımı yalnız geçirmeme neden oldu çünkü reşit olmayan bir oda arkadaşım olsun istemedi. | Open Subtitles | أمي جعلتني أعيش وحدي في الكلية لأنها لم تريد أن أحصل على رفيقة في الشقة |
| Annem, üniversite hayatımı yalnız geçirmeme neden oldu çünkü reşit olmayan bir oda arkadaşım olsun istemedi. | Open Subtitles | أمي جعلتني أعيش وحدي في الكلية لأنها لم تريد أن أحصل على رفيقة في الشقة |
| Söylemedin. Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum dedin. | Open Subtitles | كلا قلت أحياناً أعيش وحدي وأحياناً لا |
| Her neyse, cevap evet, yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | على أي حال الإجابة هي أني أعيش وحدي |
| Ben kızımla yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | أعيش وحدي مع إبنتي |
| yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | -كلا, أعيش وحدي |
| - Ben yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | ــ أعيش وحدي |
| tek başıma yaşıyorum. | Open Subtitles | فأنا أعيش وحدي |