| Evet ama, hayırların yazıldığı defteri düşünürsen, zenginiz aslında. | Open Subtitles | أجل, لكن بموازين الشعور الجميل في الدنيا, نحن أغنياء. |
| Pekala. Genciz, zenginiz ve şekerle doluyuz. Ne yapıyoruz? | Open Subtitles | حسناً ، نحن شبّان أغنياء وممتلئان بالسكر ، ماذا نفعل؟ |
| Bunun anlamı hepimiz zenginiz, zenginiz, zenginiz, bebek. | Open Subtitles | و الذي يعني أننا جميعاً أغنياء, أغنياء, أغنياء يا عزيزتي |
| zenginler ve fakirler var ve ara gittikçe açılıyor. | TED | هناك أغنياء وفقراء والفجوة آخذة بالإزدياد. |
| Han Na çok varlıklı bir aile tarafından evlat edinildi. | Open Subtitles | هان نا كان والداها اللذان تَـبنّوها أغنياء |
| zengin ve ünlü olacağız ve adımız yukarılarda, ışıklarla yazılı olacak. | Open Subtitles | سنكون أغنياء و مشهورون . و أسمائنا ستسطع عشرة أقدام لأعلى |
| Bazı insanlar fakir bazıları da zengindir. Tanrı'nın isteği. | Open Subtitles | إن كان بعض الناس أغنياء و البعض فقراء ، إذن هذه مشيئة الله. |
| Bir de iyi tarafından bak. En azından hala zenginiz. | Open Subtitles | لكن انظر للجانب المشرق ، مازلنا أغنياء على الأقل |
| Aynı baban gibisin. Sonunda zenginiz! | Open Subtitles | تماما مثل والدك، سنكون أغنياء بنهاية المطاف. |
| Eger bu geceden itibaren akıllı davranırsak, zenginiz demektir. | Open Subtitles | إذا علمنا بشكل ذكي ,فهذه الليلة سنكون أغنياء |
| İçeri girmişler. İki dakika sonra zenginiz. | Open Subtitles | دخلوا إلى خزنة البنك دقيقتين و سنكون أغنياء |
| Muhteşem üretkenliğimiz sayesinde zenginiz. | TED | بفضل الإنتاج المُذهل، نحن أغنياء. |
| zenginiz ama fakirler gibi yaşıyoruz. | Open Subtitles | أننا أغنياء ونعيش حياة الفقراء |
| Neden onları lanet olası zenginler olmak için kullanmayalım ki? | Open Subtitles | لماذا لا نستخدمها كي نصبح أغنياء بشكل مقرف؟ |
| Kurbanlar, fidyeyi ödeyecek kadar da zenginler. | Open Subtitles | هم أغنياء بما فيه الكفاية لدَفْع الفديةِ |
| Özellikle Hindistan dan geldiler ve çok zenginler. | Open Subtitles | جاءوا خصيصا من الهند لمقابلتنا أصحاء و أغنياء |
| varlıklı bir aileye sahip olmanın bazı avantajları vardır. | Open Subtitles | حسناً، هناك بعض الفوائد عندما يكون لديكِ أباء أغنياء. |
| Eve gidip, o hepimizi değiştirdiğinde, biz çok zengin olacağız. | Open Subtitles | عندما نصل للبيت ، سيُشفينا كُلنا ، وسنصبح أغنياء جداً |
| Üzüm Bağı'ndakiler öyle varlıklıdır ki, hizmetlileri bile zengindir. | Open Subtitles | هل تعرفين كل هؤلاء الاشخاص في الحفل ،انهم ممتلئين وحتى خدمهم أغنياء |
| Parayla dolu zarfları olan zenginleri kontrol etmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب التحكم برجالِ مسنين و أغنياء يمتلكون مغلفات مليئة بالأموال |
| Beyler, lanet olası zenginlere! | Open Subtitles | يا شباب .. هنا كي نكون أغنياء بشكل مقرف! |
| Okuldaki çocuklar gerçekten zengin olduğumuzu söylüyor. ve hayır kurumlarına para verin. | Open Subtitles | يقول الأطفال في المدرسة أننا أغنياء حقًا وأنّك تهب المال للأعمال الخيرية. |
| Dostlarım zengindi, partilere giderdik. | Open Subtitles | أصدقائي كانوا أغنياء ذَهبنَا إلى الحفلات كُلّ الوَقت في سيارات الليموزين |
| Bir zamanlar zengindik çünkü büyükbabam bir halı tüccarıydı. | Open Subtitles | . لم نكن بحياتنا أغنياء وذلك لأن جدي . كان تاجراً بسيطاً بالسجاد |
| Babam hep zenginlerin paralarını akıllıca kullandıkları için zengin olduklarını söylerdi. | Open Subtitles | أبي دائماً يقول الأغنياء أغنياء لأنهم أذكياء في التعامل مع أموالهم |