| Aslında uzun zamandır bunu düşünüyordum ama son kararımı sanırım. Perşembe günü verdim. | Open Subtitles | كان أفكر بهذا منذ فترة طويلة و أخيراً أتخذت قراري أعتقد في ... |
| Evet, ben de bunu düşünüyordum. Ve... Bunlar da nereden çıktı? | Open Subtitles | نعم , لقد كنت أفكر بهذا أيضاً ماهذه الأشياء بحق الجحيم ؟ |
| Yüz kereden fazla birlikte öğlen yemeği yedik... ve bunun daha farklı olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لقدتناولناالغداءمعاًمئات المرات, و لم أفكر بهذا بطريقة مختلفة |
| Geçip giden kırmızı bir Miata gördüğüm an bunu Düşünüyorum. | TED | أنا أفكر بهذا في كل مرة أرى مياتا حمراء تمر بجانبي. |
| Ben Bunu düşünmem, zenginliği düşünmediğim gibi. | Open Subtitles | أنا لم أفكر بهذا الموضوع مثلما أنا لا أفكر أن أكون ثرية |
| O küçücük odada bunu düşünmek için çok zamanım oldu. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً طويلاً وأنا محتجز فى هذه الغرفه الصغيره وانا أفكر بهذا الموضوع .هذا |
| Bunu düşünmediğim bir gecem olmadı. | Open Subtitles | لم تمضي ليلةً منذها ولم أفكر بهذا |
| Suratına bir bak. 16 yaşıma bastığımdan beri bunu düşünüyordum. | Open Subtitles | .أنظري إلى هذا الوجه .كنتُ أفكر بهذا الأمر 16 عام، إنه في داخل رأسي |
| Şu surata bak. Kafamın içinde 16 yıldır bunu düşünüyordum. | Open Subtitles | .أنظري إلى هذا الوجه .كنتُ أفكر بهذا الأمر 16 عام، إنه في داخل رأسي |
| Seni suçlamıyorum ama ben bunu düşünüyordum ve yeteneklerini boşa harcadığını fark ettim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك , ولكنى كنت أفكر بهذا الأمر . وللقد أكتشف انى كنت أهدر مواهبك . |
| Ben de bunu düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بهذا ايضاً. |
| Senin, hayal kırıklığı olduğunu düşünmüyorum, Sidney. Hiçbir zaman da böyle düşünmedim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك مخيب للآمال لم أفكر بهذا أبداً |
| Hiç düşünmedim desem yalan olur. | Open Subtitles | سأكذب إن لم أقل أنني لم أفكر بهذا من قبل. |
| Bilmiyorum, hiç düşünmedim. Sanırım. | Open Subtitles | لا اعلم ، لم أفكر بهذا الأمر أظن ذلك |
| Yine de, şimdi Düşünüyorum da Wallmans'da bayılmak, beni kesinlikle kaybeden kategorisine sokuyor. | Open Subtitles | على الرغم ومن حيث أنني أفكر بهذا فهذا يجعلني مؤهلة لأن أكون مؤهلة لأكون فاشلة |
| dinle, fevri davranmak istemiyorum, çünkü bende uzun zamandır bunu hakkında Düşünüyorum. | Open Subtitles | إسمع، لست أتصرف بتهوّر لأني كنتُ أفكر بهذا طوال الوقت |
| Bazen koşmanın nasıl bir his olduğunu Düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر بهذا أحياناً، ماذا سيكون شعوري لو ركضت؟ |
| Bunu düşünmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أفكر بهذا.. |
| Bunu düşünmem gerek. | Open Subtitles | -يجب أن أفكر بهذا |
| Bunu düşünmem gerekiyor. | Open Subtitles | -يجب أن أفكر بهذا |
| Charlie, bunun hakkında çok fazla düşünmek istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | يا شارلي، لا أحب أن أفكر بهذا كثيرا، حسناً؟ |
| Bunu düşünmediğim için kendime kızıyorum. | Open Subtitles | أنا منزعج لأنني لم أفكر بهذا بنفسي |
| Neden öyle düşüneyim? | Open Subtitles | كرسي المعوقين لماذا قد أفكر بهذا |
| Aslında hayır, ve bunun kanıtlanabileceğini de düşünmüyorum. | Open Subtitles | لم أفكر بهذا من قبل, بالواقع, ولا أظن أنه يمكن إثبات ذلك. |
| Bu aylar önceydi. Bunu düşünmüyordum. | Open Subtitles | هذا كان منذ شهر لا أفكر بهذا |