| Ayaklarım şişince ayakkabılarını verdiğin için sağ ol. Borcum olsun. | Open Subtitles | شكراً لإعارتي حذائِك من أجل أقدامي المتورمة أدين لك بواحدةٍ |
| Onu takip etmemi söyledi ama Ayaklarım yeterince hızlı değildi. | Open Subtitles | واخبرتني ان اتبعها ولكن أقدامي لم تكن سريعه بما يكفي |
| Orada, yabancı bir muslukçuylaydım ve ayak parmaklarım ojesizdi. | Open Subtitles | لأني كنت مع سباك غريب و لم تكن أظافر أقدامي مدهونة |
| Yoksa eskisi gibi ayaklarımı masanın üstüne koyacağımı mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أَو أنك خائف أنا سأعود واضع أقدامي فوق على المنضدة؟ |
| Çok tuhaf daha önce, hiç ayaklarımın altında çimenleri hissetmedim. | Open Subtitles | إنّه لشيء مُضحك، أنّني.. لَمْ أشعرْ بالعشب قط يُلامس أقدامي |
| Galaksi dolusu zavallı ve acınası hayat ayaklarıma kapanıyor. | Open Subtitles | مجرة من الكائنات البائسة والمثيرة للشفقة تحت أقدامي |
| bacaklarımı kullanamama rağmen çoğu insanın yapabileceğinden fazlasını başardım. | Open Subtitles | لقد أنجزت أكثر من معظم الرّجال وبدون استخدام أقدامي |
| bacaklarım olmamasına rağmen, çoğu adamın, yapabileceğinden fazlasını başardım... | Open Subtitles | لقد أنجزت أكثر من معظم الرّجال وبدون استخدام أقدامي |
| Yolun dışına yuvarlandım, Ayaklarım dolandı ve yaklaşmakta olan mücadeleye hazırlanıyordum. | Open Subtitles | و أبتعدت جانبا و كانت أقدامي ترجف أستعد للقتال الذي سيحصل |
| Kutsal topraklara yeniden basınca Ayaklarım daha hızlanacak. | Open Subtitles | أقدامي ستكون أسرع عندما تسير ثانيةً علي الأرض المقدسة |
| Ayaklarım ağrıyor ve kafam zonkluyordu. Bir yere oturmalıydım. | Open Subtitles | لا بد وأنها كانت لساعات، أقدامي تأذت رأسي كان يعصف، كان يجب أن أجلس |
| Her zaman kendi Ayaklarım üzerinde durmuşumdur, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | أنا كنت دائما أقف على أقدامي حضرة القاضي |
| Ayaklarım ağrıyor. Ilık su dolu bir leğen ve tuz istiyorum. | Open Subtitles | أقدامي متورمه لهذا أريد إناءاً به ماء دافئ و ملح |
| ayak hareketi çalışıyordum Bay Scrap. | Open Subtitles | أحاول فقط أن أحسن حركة أقدامي يا سيد سكراب |
| Kapıya sıkışmış bir ayak. | Open Subtitles | .كل ما أحتاج إاليه الآن هو أن أرسخ أقدامي هنا |
| Doktorlar ayak parmaklarımı oynatmamı söyleyip duruyorlar. | Open Subtitles | الأطباء ظلوا يطلبون منّي تحريك أصابع أقدامي |
| Ve işim bittiğinde bana tişörtünü sundu ayaklarımı silmek için ve nazikçe beni dışarı çıkarttı. | TED | وعندما إنتهيت، عرض علي قميصه لمسح الوحل من أقدامي وبلطف إصطحبني إلى الخارج. |
| ayaklarımı ıslatmak istemediğim için beni sırtında taşıyacaksın. | Open Subtitles | حسنا , لكوني أهتم ببلل أقدامي ستحملني على ظهرك |
| Yapamam. ayaklarımın yere basması lazım. | Open Subtitles | ولكن لا استطيع أنا يجب أن أبقي أقدامي على الأرض. |
| -Cheryl on dört yaşında. Artık ayaklarıma çıkıp vals yapmak istemiyor. | Open Subtitles | شيريل بعمر 14 عاماً, إنها لا ترقص على أقدامي كما في السابق |
| Beyler bacaklarımı kullanabildiğim sıralarda çoğunuzla tanışmıyorduk. | Open Subtitles | أيها السادة معظمكم لا يعرفني عندما كنت أقف علي أقدامي |
| Tamam, bu işe yaramadı ama hala bacaklarım var. | Open Subtitles | حسناً، قدرتي لا تعمل، ولكن أقدامي يمكنها هذا |
| Mabel hep Ayağıma basıyordu. | Open Subtitles | مايبيل كانت دائما تدوس على أقدامي. |
| Ayağım tahta zemine değmiyor. | Open Subtitles | شاهدْ؟ أقدامي لا تَمْسُّ أرضية الخشبَ. |
| Doğrusu bu hikâyeler, benim geçen seneyi atlatmamı sağladı hayatta kalmamı, yeni bacaklarımın üstünde durmamı, geri dönüp onların hikâyelerini ve kendi hikâyemi anlatmamı sağladı. | TED | وفي الواقع، كانت القصص التي وثقتها هي التي ألهمتني للبقاء خلال السنة الماضية، وللنجاة، ولأقف مجددًا على أقدامي الجديدة ولأتمكن من الذهاب وأروي قصصهم وقصتي أيصًا. |