| Şu anda hizmet ettiğin adamı öldürmek için yemin etmiştin. | Open Subtitles | قدّ أقسمتِ ذات مرّة على قتل الرّجل الّذي تخدمينه الآن. |
| Şu anda hizmet ettiğin adamı öldürmek için yemin etmiştin. Sana ne oldu böyle? | Open Subtitles | أنتِ أقسمتِ ذات مرّة على قتل الرّجل الذي تخدمينه ، ما الـّذي حدث لكِ؟ |
| LSD içtiğimizde, hep yanımda olacağına yemin etmiştin. | Open Subtitles | عندما تناولنا حبوب الهلوسة، أقسمتِ بأن تكوني متواجدة لأجلي على الدوام. |
| Bütün ilgini oğluma ve bu aileye, senin ailene, vermeye yemin etmiştin. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ على أن تمنحي إهتمامك الكامل لإحتياجات إبني وعائلته عائلتك |
| Doğruyu söylüyorum dediğinde bir bebeğin hayatı üstüne yemin ettin. | Open Subtitles | أنك أقسمتِ بحياة طفل إنك كُنتِ تقولين الحقيقة . |
| Asla. yemin ettin. | Open Subtitles | أبداً لقد أقسمتِ |
| Phoebe, söylemeyeceğine yemin etmiştin. | Open Subtitles | فيبي، لقد أقسمتِ بأنكِ لن تخبريها |
| Bu kalede daha önce de yemin etmiştin. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ لي من قبل هنا في قلعتي، |
| Tüm tanrılara, oğlunun kızımla evleneceğini yemin etmiştin. | Open Subtitles | أقسمتِ بكل الآلهة أن ابنك سيتزوج إحدى بناتي! |
| Bir daha kumar oynamayacağına yemin etmiştin. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ لي أنكِ لن تقامرّي مجدداً. |
| Bana asla yalan söylemeyeceğine yemin etmiştin. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ على ألّا تكذبي عليّ |
| Söylemeyeceğine yemin etmiştin! | Open Subtitles | لقد أقسمتِ بأنك لن تخبري |
| Beni sevdiğine yemin etmiştin. | Open Subtitles | أقسمتِ بأنه يحبني، أليس كذلك؟ |
| Stark kızlarını annelerine götüreceğine dair yemin ettin. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ يميناً بإعادة فتيات (ستارك) لأمهم |
| yemin ettin. | Open Subtitles | أقسمتِ يميناً |